Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak – Yeni Akit

ABD yine ipe un serdi!

 

ABD yine yapacağını yaptı.. Mısır’daki darbeye “Darbe” diyemedi. Katliama da “Katliam” diyemedi.. “Çatışma” dedi.
Eğer Mısır’daki darbe darbe değilse nedir? Ya da şöyle sorayım: Darbe nedir, nasıl yapılır!
Eğer bu bir katliam değilse nedir ve bir katliamın katliam olması için nasıl olması gerekir..
ABD yönetimi, darbecilerle işbirliği yapmama taahhüdünü yerine getirmiyor.. Böylece aslında kendi halkına da, dünya kamuoyuna da verdiği sözü yerine getirmiyor. Bu olay, çıkarları söz konusu olduğunda, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti taleplerinin rafa kaldırılabileceğini gösteriyor..
İlk gelen haberlerde 200 kadar şehit ve 5000 kadar yaralıdan söz ediliyordu ve gün boyu saldırılar devam etti. Yaralıların bir çoğu sniperler tarafından vurulmuştu, yeterli sağlık desteği sağlanamadığı için bir çok yaralı ölüm tehlikesi altında bulunuyor.. Ölü sayısının saatler geçtikçe artacağı haberleri geliyor.
Dahası, dün gece için yeri saldırı haberleri geliyordu.
Sisi cuntasının cinayetleri bir anda akıllara Serebrenica’yı getirdi..
Bu katliam İsrail’de ve İskenderiye’de Siyonist ve Kıbti fanatiklerden büyük destek gördü. Sisi İsrail’de adeta kahraman ilan edilirken, Kıbti cemaat reisi Teodorokis 2, İhvan’a karşı yapılanları desteklediklerini açıkladı ve bir çok Hristiyan topluluk ve bazı Kıbti kuruluşları Teodorikis’e tepki verdiler..
Ramazan ayında gerçekleştirilen bu saldırı İslam dünyasında büyük bir öfke patlamasına sebep oldu.. Dün bir çok İslam ülkesinde ve Müslümanların toplu olarak yaşadıkları yerlerde gösterilerle protesto edildi.. Türkiye’de hemen hemen her ilde gösteriler oldu.. Bu gösterilerin bugün de devam etmesi bekleniyor.
Mısır’dan gelen haberlere bakılırsa, arabuluculuk rolü üslenen bir heyet taraflar arasında görüşmelere başlamış.. Ama Sisi cephesi çok katı ve paniklemiş durumda.. 2. Ordu komutanının askeriyenin şiddet kullanmasına karşı çıktığı için göz hapsinde tutulduğunu biliyoruz. Buna 3. Ordu komutanının da katıldığı belirtiliyor.. Ordu içinde ciddi bir huzursuzluk yaşanıyor. Halk hareketine katılanların sayısı giderek artarken emekli generallerin de Sisi’yi ikna etmeye çalıştıkları haberleri geliyor..
Batı basını yine bildiğiniz gibi. Gezi olaylarında 10 saat canlı yayın yapan CNN kör, sağır ve dilsiz.. Daha ilk gün 500 ölüm haberi geçen Reuters’ten de Mısır’daki katliam konusunda bir ses yok.. BBC de 3 maymunları oynuyor..
İstanbul’daki protestolarda ilk kez açık açık Sisi ile birlikte Suudi rejimi, Mısır cuntasına yardım eden Kuveyt ve BAE’ye yönelik öfkeli tepkiler ve lanet sloganları atıldı.. Bu çerçevede Gezi’ye göndermeler yapıldı ve Suriye’de yaşanan olaylar da aynı çerçevede değerlendirilerek İran yönetimine karşı da sloganlar atıldı.
Dün öğleye kadar İstanbul’daydım. Daha sonra Kayseri’ye geçtim. Normalde Kayseri’de Suriye ilgili bir açık hava iftarı ve açık hava toplantısı vardı.. Gelişmeler sebebi ile konu Mısır’a kaydı.
Ama aslında Mısır, Türkiye ve Suriye, hepsi tek bir cephe!
Zaten 100 yıl önce , dedem doğduğunda biz tek devletmişiz.. Hatay’ın Kahire’ye uzaklığı İstanbul’a uzaklığı kadar değil.. Arz-ı mevud dediğimiz Kudüs’ün mik’adı, Nil ile Fırat arası değil mi. Kahire ve Urfa kardeştir bu anlamda.. Biz tek bir milletiz..
Türkiye Müslümanlarının kalbi İhvan’la birlikte atıyor.. Türkiye’deki darbecilerin, Ergenekon’un avukatlığını üslenenlerin safı da belli. Onlar da Sisi’nin içimizdeki muhipleri..
Sisi kafalılar, Mursi’nin Gazze’ye sahip çıkarak Mısır’ın milli çıkarlarına, dış politikasına zarar verdiğini söylüyorlar ve Mısır’ın kaynaklarını Gazze için kullandığından dem vuruyorlar.. Kendileri İsrail’le ilişki kurarken, Gazzeli kardeşlerini İsrail’in tehditlerine bırakırken bununla övünüyorlar..
Bu olaylar olurken, Mısırda batılıların mutemet adayı Baradey de Nobel ödülünü hak etmek için, Sisi’nin arkasında durarak batılıların siyasi komiserliği görevini sürdürmeye devam ediyor.
Eğer Gezi ayaklanması başarılsaydı, Bu gün Türkiye’nin hali Mısır’dan farklı olmayacaktı.
Bu olayların arkasında MOSSAD var. Mısır, Suriye ve Türkiye tarafından kuşatıldığını düşünüyor ve bu anlamda bir varoluş endişesi yaşıyor.. İsrail boşalmaya başladı.. Yahudi lobisi batıdaki müttefiklerini ve içimizdeki uyuyan ajanlarını devreye sokarak, bu coğrafyadaki İslami uyanışa karşı topyekun bir savaş başlatıyor.. Yaşadığımız olay bu!
Batı bu süreçte suçüstü oldu ve içimizdeki ajanları, işbirlikçileri deşifre oldular..
Mısır halkının gözleri Türkiye’nin üzerinde. Olayları dünyaya duyuran sizsiniz.. Herkes davet edilmeyi beklemesin, davet eden olsun..
Kudüs’ün müdafaası Taksim’den Rabia’ya kadar her yerde.. Şam’da, Halep’te, Hama’da, Humus’ta Gazze’de.. Uzun soluklu bir mücadeleye hazır olalım, cesaret ve kararlılıkla ama aynı zamanda sabırla.. İftarlarınızda Mısırlı kardeşlerinizi unutmayın.. Onların kanı ufkumuzu aydınlatan bir çerağın yakıtı oluyor ve onların kanı ümmetin vahdeti için bizi bize tutuşturan bir zamka dönüyor.
Yaşadığı zamana ve mekana şahitlik eden Mısırlı kardeşlerimizi Allah’a uğurlarken, onlara söyleyecek tek sözümüz var, selam söyleyin Resulü Kibriya’ya, tebliğini kendilerine şiar edinen ümmetin selamını görürün. Ve selam olsun size. Gazanız, şeb-i arusunuz mübarek olsun!
İnna lillah ve inna ileyhi raciun. Ha! Unutmadan, herkes bulunduğu yerde gıyabi cenaze namazları da kılabilir..
Selam ve dua ile..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir