Başbakan’a Hakaretlere Niçin Dava Açılmıyor?

Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
Başbakan’a hakaretlere niçin dava açılmıyor?
Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nda şikayete tabi olarak düzenlenmiş.
Cezası da 3 ay hapis (veya bunun karşılığı para cezası) olarak öngörülmüş…
Ancak, kamu görevlisine, görevinden dolayı yapılan hakaretlerde, hem ceza 1 yıla çıkıyor.
Hem de suç şikayete tabi olmaktan çıkıyor..
Kamu görevlisine yapılan hakarette, bir fark daha var.
Kamu görevlisi olmayan birisi “Bana hakaret edildi” dediğinde, şikayet yapılan her yerde ceza davası görülebiliyor. Yani genel anlamda söylemek gerekirse, basın yayın yoluyla işlenen hakaret suçlarında Türkiye’nin her yerinde hakaret davasını açıp yürütmek mümkün..
Ama mağdur kamu görevlisi ise..
İşte o zaman yetkili mahkeme, sadece basın kuruluşunun yayın merkezinin bulunduğu yerdeki mahkeme olarak gösterilmiş..
Bu farkı niye aktardım?
Kamu görevlisine yönelik hakaretleri savcılar kendiliğinden takip edecek ya..
Her savcı olaya el atarsa, birden fazla dava açılır, hakaret edenler gereksiz yere mağdur olur..
Veya her savcı topu bir başkasına atarsa, bu sefer de hiçbir mahkemede dava açılmaz. Hakaret edenler, bayram eder..
Bu karışıklığı önlemek için, kamu görevlisine yapılan hakarette, kanun sadece gazetenin yayın merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemenin yetkili olduğunu öngörmüş..
Bunlar teknik bilgiler..
Peki pratiğe bakalım..
Başbakan kamu görevlisi mi?
Hiç tereddüt yok.
Son Gezi Parkı eylemleri sırasında, Başbakan’a yönelik yapılan hakaretler, kamu görevinden dolayı yapılıyor mu?
Bunda da hiç tereddüt yok.
Nasıl tereddüt olsun ki.
Tayyip Erdoğan’la, şahsi bir anlaşmazlıkları var da, onun için mi, “Allah belanı versin RTE” diyorlar?..
Şahsi hiçbir anlaşmazlıkları yok.
Başbakan’ın yürüttüğü kamu görevi sebebi ile hakaret ediyorlar.
Hatta eşine, kızına yapılan hakaretler de, sadece eşine ve kızına yapılmış hakaretler değil.
O hakaretler; eş ve kıza yapılan hakaretin yanı sıra, aynı zamanda Başbakan’ın yürüttüğü kamu görevi sebebi ile, Başbakan’ın kendisine yapılmış hakaretlerdir.
Başbakan Erdoğan bugün görevi bıraksa..
Bu hakaretler bıçak kesilir gibi kesilmez mi?
Hatta “Ohh be, dünya varmış. Sağolasın Tayyip Bey” demezler mi?
Derler..
O halde dert, yürütülen kamu görevi..
Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı bunların sorunu..
Dolayısı ile, “kamu görevlisine, görevinden dolayı hakaret” suçunun tüm unsurları, Gezi Parkı eylemlerindeki tüm hakaretler için, re’sen soruşturma açılması gerekliliğini ortaya koyuyor..
Tayyip Erdoğan’ı Hitler’e benzetmeye kalkışan densizlerden tutun..
CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün açıklamasındaki, “Faşist ve diktatör Tayyip’in sivil ve resmi çeteleri şu ana dek üç insanı öldürdü”ye kadar..
Daha nice niceleri..
Hakaret sözcüklerini burada tekrarlamaya hiç gerek yok.
Ama Levent Kırca’dan tutun..
A. Hakan’a kadar..
Odatv’den tutun, M. Yakup Yılmaz’a kadar..
Gösteriler sırasında atılan sloganlara.. Muhalefet partisi temsilcilerinin beyanatlarına kadar..
Hepsi için, şikayete gerek olmaksızın, savcıların soruşturma açmaları gerekir..
Hayır, eleştiri hakkının kısıtlanmasını istiyor değilim..
Başbakan’ı, da, diğer kamu görevlilerini de, istediğiniz gibi eleştirin..
Ama, polise taş atarken, bir polisin açtığı ateş sonrasında ölen göstericiyi savunup, kamu görevlilerini katil ilan etmek eleştiri midir?
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkında Kanun açıkça yasakladığı halde, otoyolda gösteri yapmaya kalkışan, otoyolu trafiğe kapatan. Bir aracın duramayıp, takla atarak göstericilerin üzerine düşmesi sonrasında ölen gencin katili olarak, kamu görevlilerini göstermek, eleştiri midir?
Aynı kanun, gösterilerin akşam güneşin batımından bir saat öncesine kadar yapılabileceğini öngörmesine rağmen, geceyarıları sokağa dökülerek açıkça suç işleyen göstericileri dağıtmak için gaz bombası kullanıldığında, ordaki insanlardan birisi ölürse.. Polisleri ve onların amirlerini, hükümet üyelerini katil ilan etmek, eleştiri midir?
Bunların yaptıkları, hem hakaret..
Hem de haksızlar..
“Hakaretin haklısı-haksızı mı olur” demeyin..
Hani insan haklı olur da hakaret eder..
“Canı yanmış” dersiniz, mazur görürsünüz.. Veya cezasında en azından bir indirim uygularsınız..
Ama haksız iken, hakaret ederseniz..
Karşılığı ceza olması gerekmez mi?
Bunun için de görev, savcılarda değil mi?