Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak – Yeni Akit

Bekir Bozdağ haklı

 

Cemevi sorununun kaynağında Kemalizmin, dergah ve tekkeleri kapatması yatıyor. Açılsın Mevlevi, Nakşi, Bektaşi, Hacı Bayramı Veli tekkeleri, dergahları.. CHP bu konuda ikili oynuyor..

Hemen söylemeliyim: Kemalizm, Mustafa Kemal’le başlayıp, biten bir şey değildir. Aslında, bakmayın o değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez denilen ilke ve inkılablara. Bu işi bu hale getiren darbecilerdir. Kemalizm hâlâ üretilmekte ve tüketilmektedir..

Bekir Bozdağ’ın Tekke ve Zaviyelerle ilgili söylediklerine aynen katılıyorum.. Bırakın herkes inandığı gibi yaşasın ve düşündüğünü özgürce ifade edebilsin..

Kemalizm adına bu memlekette zulmetmedik bir ahali değil, tek bir kişi bile kalmamıştır. Kemalizm adına Kemalistlere bile zulmedilmiştir.

Boşuna mı sordu Atilla İlhan “Hangi Kemalizm” diye, boşuna mı Nadir Nadi “Ben Atatürkçü değilim” diye yazma gereği duydu.. Kılıçdaroğlu’nun Mustafa Kemal’i ile, Diyanet’in, Doğu Perinçek’in, Bahçeli’nin, askerlerin ve Evren’in Mustafa Kemal’i aynı kişi mi?

Kemalizm gün geldi darbecilerin truva atı oldu, gün geldi, İslam’a ve Müslümanlara karşı “ümmetin leşini yere sermek” için uluslararası güçlerin desteği ile başlattıkları “topyekun savaş”ın truva atı oldu.. Sözü özü, “Kemalist paradigma iflas etti!”

Hacı, Hoca, Bey, Efendi, Paşa, Dede demek yasakmış. Çelebilik de öyle.. Dergahlar, tekke ve zaviyeler kapatılacakmış, Türbeleri bile kapattılar bir ara. Camileri bar-pavyon yaptılar. Döndüler, devlet eli ile hac yaptırmaya kalktılar, bunun için yönetmelik yayınladılar, “Hoca”ları maaşa bağladılar. Kemalizmi “Helvadan put”a döndürdüler. Acıktıkça yediler(!?)

Kemalizmin Kuvayı Milliye ve Müdafayı Hukukla bir ilgisi yok. Onlar açık oy, gizli tasnif yoluyla oluşturulan 2. Meclis’den sonra icad edildi. İlk Meclis ve Kuvayı Milliye’nin derdi, gayesi, hilafeti ihya idi.. CHP’nin bu mirasla bir ilgisi yok. İsteyen 1. Meclis’in açılışına baksın, Mustafa Kemal’in Heyeti Temsiliye adına yaptığı yazışmalara baksın.. İlk meclisin kapısında kelime-i tevhid bayrağı asılı idi. CHP o bayrağı “irtica bayrağı” olarak gördü ve o bayrağa karşı mücadele etti.. O bayram aynı zamanda Kuvayı Milliye ve Müdafayı Hukuk’un bayrağı idi.. “Kuvayı Milliye” demek, “Din Birliğinin gücü” demek.. Yani “Şeriat ordusu” demek, ey CHP’li arkadaş! Müdafayı Hukuk’un açılımı da “Şeriatın Müdafası” demek. Çünki “Şeriat”, “Meşruiyetin kaynağı” anlamına gelir. “Gayri meşru” derken, “şeriata uygun değil” demiş olursunuz. Şeriat, kanunların ruhu yani “Hukuk” demektir..

Siz değil misiniz, Hilafeti korumak adına Hindistan’da Mısır’da camilerden toplanan paraları İş Bankası’na, CHP, Celal Bayar’ın özel hesabına aktarıp, irticayla savaş için harcayan. Milli Burjuvaziye sermaye yapanlar! Daha bu işlerin hesabının sorulacağı günler de gelecek.. Evren “Bizi tarih yargılasın, tarihe malolduk” diyor. Tarih de yargılayacak, biz de. Millet önünde hesap vereceksiniz..

Madem Anayasa değişikliğinden söz ediyoruz. Şu Anayasanın başlangıç maddeleri ve and bölümü ile birlikte, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerin değiştirilmesi değil, ortadan kaldırılması gerek. Ve tabii bu yapının mücessem hali olan CHP’nin de kapısına kilit vurulması gerek. CHP’nin ideolojisi olan 6 ok’un Türk hukuk sisteminden ayıklanması gerek. Anlamsız, işlevsiz birtakım içeriği kaybolmuş sloganlardan ibaret bu umdelerin artık hayatımızdan çıkması gerek..

“Cumhuriyet HP” diye bir parti olamaz. Yeni bir parti kursunlar ve isterlerse adı “Cumhuriyetçi HP” olsun.. Kemalizmi de kendi partilerinin ideolojisi ilan etsinler. Onların bileceği bir şey o.. Ama Cumhuriyet savcısı der gibi “Cumhuriyet (…) Partisi” olmaz.. İmtiyazlarından da arındırılması gerek.. Aksi halde bütün milletvekilleri ve bütün memurlar, CHP programına bağlılık andı etmiş oluyor ki, bu hukuka, insan haklarına aykırıdır ve zulümdür. CHP parti programının dinleştirilmesi gibi bir şeydir bu.

“Cumhuriyet” “Çoğunlukçuluk” demek. CHP artık bir “azınlık partisi”dir.. Ancak bir daha, açık oy, gizli tasnif yolu ile ve tek parti olarak gireceği bir seçimde kazanabilir.. Bir de ona İstiklal Mahkemesi lazım ki, sivil ve siyasi muhalefeti idam sehbaları kurarak dizginleyebilsin. CHP gerçek anlamda ne Demokrat, ne de Cumhuriyetçi bir partidir.. “Cumhur”la arasında kan davası vardır..

Dersimli Kılıçdaroğlu’nun, Dersim cinayetinin sorumlusu bir partinin başına geçmesi ironi gibi bir şey. Öte yandan CHP’nin niye Ergenekonun ve darbecilerin avukatlığına soyunduğu çok anlaşılır bir tercih, aynı şekilde niye Baasçı takıldıkları da..

Kemalizm adına memleket “Kurtlar Vadisi”ne döndürüldü.. Perşembe günleri Hilal Tv de, Özgürder ve Haksöz’den tanıdığınız Hamza Türkmen’in hazırlayıp sunduğu “Ulustan Ümmete”diye bir program var.. Son programa ben de katıldım.. Kurtlar Vadisi’nin hayali senaryoları yanında Hilal Tv’de yaşanan somut gerçekler konuşuluyor, aynı gün, aynı saatte. İzlemek isterseniz tabii. Selâm ve dua ile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir