Cenazeye Gelen Baba Muhafazakar Olsaydı!
Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
Cenazeye gelen baba muhafazakar olsaydı!
Peşinen söyleyeyim..
Hasan Ferit Gedik.. Ailesi.. Hatta arkadaşları.. Mahallesi.. Hiçbirisi benim eleştiri hedefim değil.
Hasan Ferit Gedik, kandırılmış bir genç. Kanı ile bedel ödemiş..
Ama, onun kanı üzerinden, rant devşirenler var..
Ailesinin acısı üzerinden, prim yapmaya kalkışanlar var.
Daha açık söyleyeyim..
Olayların merkezindeki DHKP-C’in bile, bu ahlaksız medyanın yanında, suçu çok hafif kalır..
Eleştirim, yalan yazan medyaya..
Gerçekleri çarpıtanlara.. Halkı yanlış bilgilendirenlere..
Bu yolla, tekrar eski günlere dönme arzusu duyan satılık kalemlere..
“Hükümeti devirsek de.. Eski rant günlerimize dönsek” diyen kalemşörlere..
Bu girizgah ile, geçelim konumuza..
“Gülsuyu Mahallesi sakinleri, mahallelerini uyuşturucu çetelerinin saldırılarına karşı koruyor..” Öyle diyor medyamız..
“Mahalle sakinleri, uyuşturucu satıcılarına teslim olmayacaklarını belirterek, uzun namlulu silahla mahalle girişinde nöbet beklediler..” Öyle diyor anlı şanlı gazetelerimiz.
“Gülsuyu sakinlerinin, çetelere teslim olmayacaklarını haykırmak için düzenledikleri gösteriye silahlı saldırı düzenlendi. Çeteciler, gösteri yapan gençlerden Hasan Ferit Gedik’i öldürdü..” Böyle diyor TV’ler..
“Gedik komada iken, polis delilleri karartmak için, hastaneye girdi.. Ölen gencin el svapları alınmak istendi. Gencin gömleği kayıp..” Cumhuriyetle yaşıt gazetemiz diyor bunu..
Ve diğer yazılanlar: “Ferit Gedik’in ablası, ‘Cezaevinden çıkmıştı, evlenecekti’ dedi.”
“Gedik’in cenazesinde, cezaevinden izinle çıkan babası İbrahim Gedik’in bileğindeki kelepçe vicdanları sızlattı..”
“Gedik’in tabutunun Gülsuyu’na götürülmesine polisin izin vermemesi sebebi ile, cenaze Armutlu’da 3 gündür bekletiliyor..”
Bu minvalde devam eden haberler..
Yalanlar..
Gizlenen gerçekler..
Saptırılan bilgiler..
Gözünüzün içine baka baka, gençlerin suça itilmesi..
Cenazelerin bile terör örgütlerince istismar edilmesi.
Hepsi tavan yapmış durumda..
Buyrun gerçekleri okuyalım..
Nelerin gizlendiğini öğrenmeye çalışalım..
Yer isimlerinden başlayalım..
50 yıllık İstanbullu olmama rağmen, benim bile kafamı karıştırdıklarını itiraf ederek başlayayım.
Dün arkadaşlara sorma ihtiyacı hissettim.
Haritalar üzerinden, kuşbakışı aradaki mesafelere bakmak zorunda kaldım.
Armutlu ile Gülsuyu birbirine kilometrelerce uzakta olan iki mahalle..
Biri Asya’da.. Biri Avrupa’da..
Arada Boğaz var..
O kadar yani..
Ama, Gülsuyu’nda öldürülen Gedik’in cenazesi, Armutlu’da bekliyor..
Gülsuyu Mahallesi sakinleri, kendilerini koruduklarını ilan ederken, Armutlulu genç ölüyor!
Niye?
Çünkü her iki mahalle de, 1980 öncesinin kurtarılmış bölgelerinden.. Her iki mahalle de, büyük oranda tapusuz yerlerden..
Rant da, burdan kaynaklanıyor..
İkisi de, denize nazır yerlerden..
Hem değerli, hem de tapusuz..
Ve yoğun olarak solcu insanların yerleştiği, daha doğrusu işgal ettiği alanlar..
İki ilçede de, son seçimleri CHP kazandı..
Ve “Gülsuyu Mahallesi sakinleri kendilerini koruyorlar” derlerken, siz anlamalısınız ki, orada sadece mahallenin kendi ahalisi yok.. Kilometrelerce uzaktan getirilen, örgüt mensupları var..
Ve satır aralarına gizlenen, sonra hiç deşilmeyen bilgileri araştırırsanız, öldürülen gencin de, aslında kısa süre önce, zaten örgüt suçlaması ile cezaevinde olduğunu öğrenirsiniz..
Tabii ki cezaevinden çıkması, öldürülmesini gerektirmez. Tabii ki uyuşturucu çetelerini savunacak değiliz..
Ama kusura bakmayın..
Kandırdığınız gençlerin hesabını sormak da, bizim vazifemiz..
Utanmaz medyada ne yazıyordu: “Baba kelepçe ile tabuta uzandı..”
Ajitasyon o biçim.
Muhafazakar biri olsaydı, “Baba cinayetten mahkum” diye başlık atarlardı..
“Katile özel izin verdiler” diye de süslerlerdi.. Ama haber yapılacak kişi solcu ya..
“Kelepçe ile geldi” diye veriyorlar.. Cinayetten mahkum olmuş adamın haberini..
Bu kadar ahlaksızdır, bu haberi yapanlar.
Armutlu’da oturan genç, Gülsuyu’nda öldürülür.. Bir tanesi bile sormaz, “Armutlu’daki gencin, Gülsuyu’nda ne işi vardı?”
Hatta yine polise saldırırlar: “Delilleri karartmak için, yoğun bakım odasına girdiler” diye..
Oysa, öldürülen gencin, kendisini koruma için de olsa, silah kullandığı iddiası vardır. Bunun için barut izi araştıran polise, sanki katilleri koruyormuş gibi, “Delilleri kararttılar” suçlaması yaparlar..
Bu kadar ahlaksızdırlar..
Ama kabahat kimde?
Devlette..
Gerçekleri açıklamaz.. Cinayet hükümlüsü babayı.. Cezaevinden çıkan genci. Öldüren çete mensuplarını.. Mahalledeki kamu arazisi işgallerini.. Örgütün elebaşlarını.. Tek tek çıkartıp, deşifre etmez..
Karartılar içinde, gerçekleri bulmaya çalışırız, böyle..