Cumhuriyetle Aydınlandığından Etek Giymeyi Unutan Üniversiteli

Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
Cumhuriyetle aydınlandığından etek giymeyi unutan üniversiteli
Üniversitelerde mezuniyet günleri..
Gezi Parkı eylemlerinde, üniversiteler atlama taşı olmuştu ya..
Şimdi mezuniyet törenleri de, üniversitelilerin çaylak gösterilerine sahne oluyor.
Sözüm ona ülkenin geleceği olarak takdim edilen, üniversiteden yeni mezun olan kızlarımızdan birisi, küçük pankart açmış. Diyor ki pankartta: “Mustafa Kemal’in evlatlarıyız. Ampul ile değil, Cumhuriyet ile aydınlanırız.”
Sorsak; Mustafa Kemal’in evladı olduğunu söyleyen bu kızımıza, “Evinizde kaç ampul kaç Cumhuriyet var” diye..
Acaba ne cevap verir?
“Ampul ve cumhuriyet? Ne alaka?” der, muhtemelen..
Bunlar böyledir, evde ampul kullanırlar.. Sokakta “Cumhuriyet’le aydınlanıyoruz” derler..
Hani bir espri yapacaklar ama..
Biraz zekice olsun, esprileri..
Bir de, evden çıkarken, altlarına bir etek giymeyi unutmasınlar.
Pankartı tutarken çekilen resimde, bacaklar fora.. Eteği var mı, yok mu belirsiz..
Kimbilir belki de, evde cumhuriyetle aydınlanmaya kalktıkları için karanlıkta kalmışlardır.. Ve bu sebeple de, altlarında etek olmadığının farkına varmadan sokağa çıkmışlardır…
Olamaz mı yani?
Pek ala, olabilir hani..
•
İstatistik mezunu eylemci üniversiteliler de şöyle bir pankart açmışlar: “İstatistiklere göre bu daha başlangıç!”
Hani diyorlardı ya, “Gezi eylemlerine katılan gençler, darbeleri görmemiş, 16-18 yaşında gençler.. 1990’lı yıllarda doğmuş çocuklar bunlar..”
Sahiden doğruymuş tüm bunlar.
Bunlar gerçekten daha çocuk..
Üniversiteyi bitirseler de çocuk..
İstatistiklere göre bu daha başlangıç diyorlar..
Diyorlar ama..
2002’de % 34 ile başlangıcın yaşandığını.. 2007’de % 34’ün, % 47 olduğunu.. 2011’de % 49 olduğunu.. Ve tırmanmaya devam ettiğini görmüyorlar..
İstatistik okumuşlar güya..
Nereleri ile okumuşlar acaba?
Nereleri ile okumuşlar ki, gittikçe eridiklerini göremiyorlar, “Bu daha başlangıç” diyorlar!
•
Ben beklerdim ki, istatistik mezunları, önceki gün birçok gazetede yayınlanan.. İnternet sitelerinin de hemen hemen tamamında “100 aydından ‘kaygılıyız’ ilanı” hakkında bir-iki kelime etsinler.
“100 aydından kaygılıyız ilanı” diyorlar.
Sayıyorsunuz isimleri….
Kimisinde 60 çıkıyor. Kimisinde 70..
En fazlası, 83.
İyi de, takdim ederken, hepiniz birbirinden kopyalanmış gibi, “100 aydın” diyorsunuz..
Ama hiçbiriniz saymıyorsunuz, kaç isim olduğunu..
Yoksa sayı saymayı da mı bilmiyorsunuz?
İstatistikçiler..
“Bu daha başlangıç” demeden önce, saymayı bir öğrenin..
Ki, böyle rezil olmayasınız.
Bir küçük not daha: İstatistik için önceki sonuçlara bakılır..
Tivitlere değil..
Tivitlere bakıp, istatistik yapmayın..
Sadece Taksim’de değil.. Hayatta da “çapulcu” olursunuz..
•
Ankara’daki gösteriler sırasında, polise taş atarken vurulan ve maalesef kurtarılamayan Ethem Sarısülük olayında bilirkişi şöyle rapor vermiş: “Vuran polis, kaçabilirdi”
Hani deniyor ya, “Göstericiler taş attığı için, zorunlu olarak polis silahını ateşlemiş” diye..
İşte bu savunmaya karşı, bilirkişi de diyor ki: “Polis kaçabilirdi..”
Demek ki bundan sora, polisin vazifeleri arasında, “kaçmak” da yer alacak.
Bir olay olduğunda, kaçan polis görürsek, “Niye kaçıyorsun” demeyeceğiz.
Taş atıyorlar, o halde polis kaçacak.
Molotof atılırsa.. Polis hemen toz olacak.
Öyle mi, bilmez bilirkişi..
Ne demek, “Polis kaçabilirdi.”
Polisin vazifesi kaçmak mı?
Göstericiye sormuyorlar: “Niye atıyorsun?” diye..
Polise diyorlar: “Kaçabilirdin..”
O bilirkişiye sorayım..
Seni birileri sıkıştırsa..
Taş yağmuruna tutsalar..
Ordan geçen polisi görsen..
Polise “Gel” mi dersin?
Yoksa “Kaç” mı dersin..
“Kaç” dersen, raporuna itirazım yok..
Ama, “Gel” dersen.. Rapordaki “Kaçabilirdin” ne demek?
•
30 yıldır dinleriz..
“Madımak’ı gericiler yaktı” diye…
30 yıldır her haberde dindarları suçlarlar.
Ama bakın, yakanlar hep solcular çıkıyor.
İstanbul’da Mavi Çarşı’yı solcular yaktı..
Çetinkaya Mağazası’nı solcular yaktı.
Taksim’de TOMA’yı yakmak isteyen, yine solcular.
Lice’de karakol inşaatında çalışan işçilerin çadırını önceki gün yakanlar yine solcular..
Sürekli yakıyorlar.
Ama sorarsanız, “Dinciler diri diri yaktı” oluyor.
“Yakma”ya bu kadar teşne olan solcular, emin olun ki, Madımak’ın da yakanlarıdır..