Darbe Döneminde; Değil İzleyici, Sanık Bile Girememişti Duruşmaya

0
Ali Karahasanoglu

Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit

Darbe döneminde; değil izleyici, sanık bile girememişti duruşmaya

 

? Bir gazete darbe dönemi ile günümüzü kıyaslamış. Bir diğeri de, “Mahkemeye çağırmak da suç” diye başlık atmış.
Hani herkesi; Silivri’deki bugün yapılacak Ergenekon davası karar duruşmasına çağırıyorlar ya..
Halkı, kararın açıklanacağı duruşmaya çağırmak da suç ilan edilmiş, onu eleştiriyorlar..
Halk, kararın açıklanacağı duruşmada ne yapacak ki, çağırıyorsunuz?
Bayram mı yapacaklar?
Kararın ne olacağı, duruşmaların seyrinden belli..
Onlarca kişinin tutukluluk halinin devamından belli..
Savunmanın, hikayeden konuları tekrar tekrar anlatmasından, işin özüne ise hiç cevap vermemelerinden belli..
Onlarca mahkumiyet çıkacak..
Mahkumiyet çıkınca da..
Mahkemeye saldıracaklar..
Tutukluları, hemen orda fiilen tahliye etmeye kalkışacaklar..
Küçük bir darbe çalışması, sizin anlayacağınız.
Gereksiz yere olay çıkmasını önlemek için, mahkeme önceden açıklamış: “Karar duruşmasına, izleyiciler gelmesin..”
Valilik de, bunu hatırlatıp, tedbirlerini alınca..
Kıyamet koptu..
İddiaya göre, “Darbe dönemlerinden daha berbat bir baskı ortamı var”mış!
Sıhhatli kıyaslama yapmaları için, ben onlara küçük bir örnek vereyim..
28 Şubat günleri idi.
Yazarımız Yaşar Kaplan ve yazıişleri müdürü Murat Balıbey, bir yazıdan dolayı, (Evet yanlış okumadınız.. Bir yazıdan dolayı yargılanıyorlar.. Ne örgüt iddiası var, ne çete.. Ne silah var, ne patlayıcı. Ne de bunun iddiası.. Sadece yazı sebebi ile yargılanıyorlar..)
Üstelik, Yaşar Kaplan, yazısından dolayı tutuklu idi. Murat Balıbey, eser sahibi belli olduğu halde, yine de hakkında dava açılmış ve Genelkurmay Askeri Mahkemesi’ne çağrılmıştı.
Kaplan zaten askeri cezaevinde..
Tutuklu olarak duruşmaya götürüyorlar..
Balıbey de, duruşma için Ankara’ya gitti.
Ama duruşmaya giremedi.
Kapıdaki nöbetçi subay, “Akit gazetesi bize akredite değil. Sizin kimliğinizde Akit yazıyor. Sanık da olsanız, duruşmaya giremezsiniz” diyordu..
Mahkemenin bulunduğu komutanlığın dış kapısında biraz bekleyip, avukatı ile görüşmek istediğinde de, kapı önünde sadece 4-5 kişi duruşma neticesini beklediği halde, nöbetçi subay zılgıtı çekiyordu: “Burada bekleme yapamazsınız.. Hemen terkedin. Yoksa gözaltına alınırsınız..”
Şimdi buyrun kıyaslayın..
Darbe dönemleri ile, bugünkü dönemi..
Nasıl kıyaslayacaksanız..
Bir tarafta, sanığı bile duruşmaya almayan postmodern darbe dönemi var..
Sadece 4-5 kişinin mahkeme dışında dahi beklemesine tahammül edemeyen bir baskı dönemi var..
Diğer tarafta ise..
Sanıkları ve avukatlarını duruşmaya alan.. Onun dışındakilerin, duruşmalar bittiği, sadece karar açıklanacağı için artık duruşma binasına gelmemesini söyleyen bir mahkeme var..
Buyrun kıyaslayın..
Kıyas mümkün ise..
Adamlarda hiç utanma yok..
“Darbe dönemleri daha özgürdü” deyip, hiç utanmadan “duruşma salonu önünde miting yapmaya kalkıyor”lar!
Sen darbe döneminde, değil duruşma salonu önünde miting yapmak..
Üç kişi ile duruşmaya gelip, ısrarcı olsan, 45 gün gözaltı işlemine tabi tutuluyordun, be ahlaksız!

Bizim kendi yakın tarihimizden verdiğimiz darbe dönemleri örnekleri, o günleri yaşamayan genç kardeşlerimizde belki tereddüt oluşturmuştur..
“Acaba?” diyor olabilirler..
Son bir ay içinde yaşadığımız Mısır’a baksınlar..
Mısır’da bir darbe oldu.
Mursi’yi “diktatör” diye devirdiler..
Yerine Sisi’nin uygun gördüğü adamı cumhurbaşkanı yaptılar.
Şimdi “özgür” mü oldular?..
Mursi cumhurbaşkanı koltuğunda iken de, burdaki ahlaksızların Mısır’daki benzerleri, “Biz Mübarek döneminde bile, bu kadar baskı altında değildik” diye karşı çıkıyorlardı.
Söylem ve taktik burdaki ile aynı.. Kendi söylemleri değil, tepeden verilen taktikler çünkü bunlar!
Şimdi nereye geldi Mısır?
Diktatör olmakla suçlanan Mursi iktidarında bir tek vatandaşın kılına zarar gelmemiş iken, Mursi devrildi, bir günde önce 37 kişi.. Sonrasında 200 kişi.. Hem de kurşunlarla öldürüldü.
İşte darbe budur.
“Darbede bile biz bu baskıları görmedik” diyenler, Mısır’a bir baksınlar..
Sonra hallerine şükretsinler!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir