Darbeci Baro, Artık “Adalet” Konuşacakmış!

Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
Darbeci baro, artık “Adalet” konuşacakmış!
Cumhuriyet, Yurt ve Sözcü gazetelerinde tam sayfa bir ilan.
İstanbul Barosu Başkanlığı vermiş.
Baronun resmi bir ilanı..
Amblem var… İlanı veren olarak, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun ismi yazılı..
Her şey kamusal..
Ama ilanın yayınlandığı gazeteler özel.
Hem de çok özel!
Sanki babalarının parası ile yayınlatıyorlarmış gibi, tam da kafa dengi üç gazeteye vermişler, kamunun parasını..
Versinler..
Bize o ilanı vermeyi teklif etseydiler, içeriğindeki o siyasi söylem sebebi ile, yayınlanması pek mümkün değildi..
Yok öyle, “Bastır parayı, yayınlat ilanı.. İlanda da istediğine, istediğin şekilde hakaret et” mantığı..
Ama o ilanı yayınlamak isteyen, başka gazeteler olabilirdi..
Sayıştay soruşturmalı, bu ilanın yayınlanması için belirlenen üç gazete, nasıl belirlendi..
Ve keyfi olarak yapılan belirleme sonucu yapılan ödemenin, kamu kaynaklarından karşılanamayacağına hükmedip, zimmet çıkartmalı, Baro Başkanlığı’na..
Olayın bu yönü bir tarafa..
Tam sayfa yayınlattırdıkları ilandaki yalanlar/palavralar da cabası..
“Zulme karşı adalet şöleni” diyorlar, ilanın başlığında..
Ama..
İki gün önce birinci sayfadan kendilerine yönelttiğimiz eleştirilerin hiçbirisine, tek satırlık olsun, cevap veremiyorlar..
“135 yıldır hiç zulme boyun eğmedik. 135 yıldır hiç biat etmedik” diyorlar, ilanlarında..
Oysa sormuştuk kendilerine, “Yönetim Kurulu üyelerinizden birisi, Milli Piyango İdaresi’nde kadrolu memur.. Hükümetten maaş alırken, hükümeti faşistlikle suçlarken, nasıl oluyor da o hükümet, sizin mesai saatinde görev dışı işlerle meşgul olmanıza sessiz kalıyor?” diye..
Verebilecekleri bir cevap yoktu..
Onlar da vermediler zaten..
Gerçekten de, Milli Piyango İdaresi’nden maaşını alan memur statüsündeki bir avukat, kanun yasaklamasına rağmen, gidip darbecilerin yargılandığı mahkemede nasıl arz-ı endam edebilir?
Bir bilen açıklasın..
Diğer yönetim kurulu üyeleri de, “al birini, vur ötekine” cinsinden, bir yerlerden hükümete bağımlı..
Spor Bakanlığı’na bağlı bir federasyondan para alan yönetim kurulu üyesi, kalkmış hükümeti faşistlikle suçluyor..
Olmuyor, üç yandaş gazeteye ilan verip, “hodri meydan” diyor..
Yasak olmasına rağmen, yönetim kurulu üyeleri, üniversitelerde ders veriyorlar..
Karşılığında para alıyorlar..
Bunun belirlenmesi, hükümet için üç dakikalık iş.
Banka hesaplarından, yönetim kurulu üyelerine gönderilen paraları çıkartacaklar..
Ardından soracaklar, “Avukatlık Kanunu 11. madde ne diyor, siz ne yapıyorsunuz? Siz dayı mısınız? Siz efe misiniz? Ki, kanunları hiçe sayıyorsunuz..”
Hükümet yapması gerekeni yapmıyor.
Onlar da şımardıkça şımarıyorlar..
“Biat etmedik” diyorlar; yayınlatacakları ilan için tercih ettikleri gazetelerle bile, kimlere biat ettiklerini bas bas bağırıyor!
“Artık adalet konuşacağız” diyorlar..
Şimdiye kadar “darbe konuştukları”nı kabul ediyorlar..
En azından bundan sonrası için, “Adalet konuşacağız” sözlerine güvenelim mi?
Mümkün değil..
Darbe ile yatıp, darbecilerle kalkanlar.. “Adalet konuşacağız” derken, üç gazeteyi seçip, kafalarına göre takılanlar, bundan sonrasında da “adalet” konuşamazlar!
“Zulme karşı adaleti biz temsil ederiz. Zalime teslim olmayız” diyorlar ama..
Zalimliğin kralını kendileri yapıyorlar.
Bayan avukatlar için başörtü yasağını kaldıran Danıştay kararını, kendilerince iğneleyip duruyorlar.
İğnelemek ne demek?
Ulusalcıları memnun etmek için kararı açıkça eleştiriyorlar..
Bu ülkede meşru hükümeti devirmek için kumpas kuranları Silivri’de savunup, tahliye olmaları için uğraş veriyorlar da..
Hiçbir suç işlememiş, işledikleri iddia edilmemiş olan başörtülü avukatların mesleklerini icra etmelerine, karşı çıkıyorlar.
Zalimlik, daha nasıl bir iştir ki?
Baro’nun başörtü yasağı uygulamasından daha büyük, daha vahşi, daha azgın bir zalimlik var mıdır?
Bir hatırlatma daha..
Darbe karşıtı çevrelere meydan okuyup, olağanüstü kurul toplayacaklarını iddia ediyorlar ya..
Herkes sanıyor ki, “Seçim gündemli bir genel kurul” isteniyor..
Onlarda o yürek nerde?
Darbecilerle bu kadar kol kola oldukları bir dönemde, onlar seçimli genel kurul isterler mi?
Lak lak edip, dağılmak için istiyorlar genel kurulu..
Ama takdim ederken de, kamuoyunu aldatıyorlar, “seçim yapılacakmış” gibi!