Fırsat Kaçtı Sayın Bahçeli, Unut Artık O Rüyayı

0

Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit

Fırsat kaçtı Sayın Bahçeli, unut artık o rüyayı

1999’daki vahim hatası, MHP Genel Başkanlığı’na yeniden seçilen Devlet Bahçeli’ye, dünkü kongrede şu sözleri sarfettirdi: “Ülkücü Cumhurbaşkanı, ülkücü Başbakan, ülkücü Meclis Başkanının aynı anda bulunması ve eşgüdüm halinde çalışması hayal değildir.”

“Hayal değildi ama, biz bu fırsatı kaçırdık. Yazıklar olsun bize” deseydi Sayın Bahçeli, kedisine katılırdım..

Ama öyle demiyor Sayın Bahçeli..

Önceki hatasını hiç hatırlatmıyor..

Ayağına gelen fırsatı nasıl teptiğini, gözlerden kaçırıyor..

Sanki bundan sonrasında, böyle bir fırsat imkanı, ilk defa doğacakmış gibi izlenim veriyor..

Oysa o tren çoktan kalktı Sayın Bahçeli..

Kapandı o defter artık..

Bundan sonrasında da, kısa vadede açılacağını hiç sanmam..

Ne büyük bir fırsat yakalamıştı MHP.

18 Nisan 1999 seçimlerinden, 129 milletvekili ile çıkmıştı.

Ama daha önemlisi, TBMM aritmetiği idi.

Fazilet Partisi ile.. ANAP’ı ile.. DYP’si ile.. Sağ partilerin TBMM’de toplam milletvekili sayısı, 411 idi.

Tesadüfe bakın.

Üniversitelerde başörtü yasağına son veren anayasa değişikliği de, 411 milletvekilinin oyu ile 2008’de TBMM’den geçmiş, devlet gazetesi de “411 el kaosa kalktı” diye manşet atmıştı..

411 ile, anayasa bile değiştiriliyordu..

AK Parti ile MHP 2008’de ittifak edebiliyorlar ise, 1999’da da, MHP ile FP, ANAP ve DYP, pekala ittifak yapabilirlerdi..

Hatta iki de milliyetçi olarak tanımlayabileceğimiz bağımsız milletvekili seçilmişti. Onlarla birlikte, 413 milletvekiline ulaşılıyordu.. 413 milletvekili ile ülke, 28 Şubat sürecinden çok rahat ve daha az zarar görerek çıkartılabilinirdi..

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM Başkanı’nın ülkücü isimlerden seçilmesi, çok rahatlıkla mümkün idi..

Ama..

Önce Başbakanlık koltuğu, altın tepsi içinde Bülent Ecevit’e ikram edildi.

Düşünebiliyor musunuz, 550 milletvekilinden 413’ü muhafazakar partilerden.

Sadece 136 milletvekili (1 de solcu bağımsız var) olan Bülent Ecevit Başbakan oluyor.

Niye?

Devlet Bahçeli’nin basiretsizliği yüzünden.

Sonra? Sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimleri var.

Şimdi “Aynı anda; Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakan’ın ülkücü olması mümkün” diyen Bahçeli, 2000 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde, kendi partisinden Sadi Somuncuoğlu’nun aday olmasını, mahalle kabadayılarının araba yumruklama vukuatı ve sonrasındaki gelişmelerle önlemişti.

Evet, yaşayanlar hatırlıyorlar.

Hatırlanması belki çok acı ama..

Bizzat Devlet Bahçeli önlemişti, ülkücü bir ismin 2000 yılında Cumhurbaşkanı seçilmesini..

Sıra TBMM Başkanlığı’na gelmişti.

“İşte onu, ülkücüler aldı” mı diyeceksiniz?

“Aldı” kabul ediyorsanız.. CHP’li aileden gelen Ömer İzgi’yi ülkücü sayıyorsanız.

Başörtülü milletvekili Merve Kavakçı’nın milletvekilliğinin düşürülmesi operasyonuna imza atan Ömer İzgi’yi kendinizden sayıyorsanız, buyrun “TBMM Başkanlığı’nı ülkücüler aldı” deyin.

Ama diğer iki makamı, ülkücülerin Bahçeli yüzünden kaybettiği çok açık.

O TBMM aritmetiğinde, üç makamı da alabilecek olan ülkücüler, neredeyse hiçbirisini alamadılar.

Bugün; konumunu sürekli istismar ettikleri teröristbaşı Apo’nun “idamının ertelenmesi”, o günlerin eseri..

Başörtü yasağının kangren haline dönüşmesi de, o günlerin eseri..

Bunları niçin hatırlatıyorum?

Sayın Bahçeli, MHP Genel Başkanlık koltuğuna dün bir daha oturdu.

Dolayısı ile, parti içi rekabette şundan yana tavır alma, buna karşı çıkma derdi olmadan rahatlıkla hatırlatmamı yapıyorum.

Sonraki nesillere, ders olması için.

İbret alınması için.

136 milletvekiline sahip DSP’ye, 550 milletvekilli meclisten; hem Başbakanlık, hem Cumhurbaşkanlığı nasıl verilir (Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığı adaylığını da, Ecevit önermişti) görmeleri için.

Bu vahim hatalara imza atanların, 12 yıl sonra bugün, hâlâ siyasette etkin noktalarda nasıl kalabildiklerini bilmeleri için.

Bizim vazifemiz hatırlatmak..

Gerisi, ibret alması gerekenlere düşüyor!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir