Haydi Görelim, “Hepimiz Akitçiyiz” Diyebilecekler mi?
Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
Haydi görelim, “Hepimiz akitçiyiz” diyebilecekler mi?
Akit’te “Olmasaydı da olurduk..” diye bir ilan yayınlandı diye..
Çıkartılan tantanalara bakın..
“Hayır” diyorlar.
“Olmasaydı; olmazdık.”
Ne diyelim şimdi..
Oturup, mantık tartışmasına mı gireceğiz bunlarla?..
Oldu.
Ama sonra öldü..
Öldüğüne göre, olması da zorunlu değilmiş!
Yanlış anlamayın..
Biz dünyaya kazık çakacak değiliz tabii.
Ama “Ben olmasaydım, sen olmazdın” diye bir iddiamız da yok bizim..
Haddimizi de biliriz, sınırımızı da..
Sadece “haddimizi bilmek” de yetmez..
“Haddini bilmeyenler”e hadlerini bildirmek de, asli görevimiz.
**
Bir başka açıdan..
Oldu.. Sonra öldü..
Öldükten sonra, “olmama” statüsüne geçti..
Bugün itibari ile artık o “olmama” konumunda olduğuna göre..
O olmayınca, siz de “olmayacağınıza” inandığınıza göre..
Onun olmadığı bugün, siz de “yoksunuz” demektir…
Kendilerini “yok” ilan edenlere, biz ne diyelim?.
“Hayır siz varsınız” mı diyelim?.
Hazır “yok” olduklarını ilan ettiklerine göre..
“Yok olana cevap verilmez” deyip kapatalım mı?..
***
Kapatmayalım; bunlara biraz düşünme egzersizi yaptıralım..
Tabularından kurtaralım..
Şu an var iseler..
O “ölü/yok” iken de, var iseler..
Onun varlığı ile zorunlu bir “illiyet bağları” yok demektir.
Öyle ise, “Olmasaydı olmazdık” yerine…
İlandaki gibi, “Olmasaydı da olurduk” demeleri gerekir.
**
Bana sorarsanız, aslında “Olmasaydı olmazdık” sözü, kendilerine de hakarettir.
İtibarlarını, varlıklarını sıfırlıyorlar..
Her şeylerini, bir başka varlığa endeksliyorlar..
Dini literatürde böyle bir söylem olabilir..
Ama “pozitif bilim” diye sabah akşam ensemizde boza pişirenler..
Bu söylemi nasıl savunabilirler?
***
Pozitif bilim dedik.
Kolları sıvayıp, laboratuvara girelim..
Laboratuvar ne?
“Olmasaydı” diye “olmaz”lığı düşünülemeyenin(!), maddeten olmadığı ülkelere bakmak..
Mısır’da M. Kemal var mı?
Yok.
Irak’ta.. İran’da.. Kuveyt’te.. Bahreyn’de… Cezayir’de.. vs.
Evet; kimisinde hâlâ huzura kavuşturulmamış yapılar var. Kimisinde suni zenginlikler, bir dokunma ile devrilecek hormonlu yönetimler var..
Ama iddia edildiği gibi, kendilerinin M. Kemal’i olmadığı için, İran’da-Irak’ta, Mısır’da ezan sesi de unutturulmuş değil.. İslam hayattan silinmiş değil..
“Özgürlüklerini ilan edememiş, köle statüsünde hayatlarını devam ettiriyor” değiller..
Herkes kendi çapında, biraz az, biraz fazla özgür..
Demek ki bilimsel çalışma için girdiğimiz laboratuvardan çıkardığımız sonuç da “Olmasaydı, olanlar var. Demek ki; olmasaydı, yine olurduk” şeklinde..
***
“Olmasaydı, olurduk” ilanı, düşünce özgürlüğü açısından da önemli görev yüklendi..
“Yeter ya yeter.. Farklı düşüncelere tahammül edin biraz. Farklı yaşam biçimlerine saygılı olun biraz” diye bir bardak suda fırtınalar koparanlar..
Birden bire, salya sümük küfürlerle saldırıya geçtiler..
Hiçbir hakaret içermeyen “iki kelime” sebebiyle, etmedikleri küfürü bırakmadılar..
Bu vesile ile, o kesime şirinlik yapanlara, “Canım, evlerin içine de girilmez yani.. Hukukta böylesi bir imkan yok. Hz. Ömer de zaten …” diyenler..
Haydi görelim sizleri..
Hrant’ın o tahrik edici sözlerine rağmen “Hepimiz ermeniyiz” dediniz.
Gaylere sahip çıktınız..
Lezbiyenlerle yürüdünüz…
“Homoseksüellerin de hakkı var” dediniz..
Mısır Çarşısı’ndaki patlamada, 7 insanın can vermesinden sorumlu tutulanlara sahip çıkıp, “Pınar Selek masumdur” diye kampanyalar açtınız..
Buyrun, infaz edilmek istenen akit için de..
“Hepimiz akitçiyiz” diyebiliyor musunuz görelim bakalım..
Diyemiyorsanız..
Bu ikiyüzlülük… Bu tutarsızlık size yeter..
Sizler de olmasanız, bizim için farketmez yani..
Bizim için farketmez.. Sizler bizim yanımızda olmasanız da, olur yani..
Siz yine, “hepimiz ermeniyiz”cilerle yürüyün..