Heh heh he… Kenan Evren mi Yargılanacak?!
Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
Heh heh he… Kenan Evren mi yargılanacak?!
Anayasa profesörleri; Süheyl Batum’lar..
İbrahim Kaboğlu’lar..
Yüksek tepelerin yüksek hakimleri; Emine Ülker Tarhan’lar..
Yüksek Yargıtay’ın yüksek başsavcıları; Sabih Kanadoğlu’lar.. Vural Savaş’lar..
Başsavcılar; İlhan Cihaner’ler..
Böyük böyük yazarlar; Ertuğrul Özkök’ler.. Aslı Aydıntaşbaş’lar.. Ece Temelkuran’lar.. Ali Sirmen’ler.. Emre Kongar’lar.. A. Hakan’lar..
Ne diyorlardı?
“Keh keh keh.. 12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği ile, geçici 15. madde kaldırılınca, 12 Eylül darbecilerinin yargılanacağını mı sanıyorsunuz.. Buna inanmamız için ya saf, ya da aptal olmamız lazım..”
Biri bırakıyor. Diğeri alıyordu sazı eline..
“Hah hah ha… Zamanaşımı dolmadı mı? 30 sene sonra, yargılama mı olur? Biz çocuk muyuz ki, bizi kandırmaya kalkıyorsunuz?”
O tarihlerde anlatmaya çalıştık..
“Darbeciler, anayasaya madde koyup, yargılanma imkanını kaldırmışlar.. Anayasada yargılamayı engelleyen madde olduğu müddetçe, zamanaşımı başlamamış olur.. Dolayısı ile de dolmaz.. Başlamayan zamanaşımı nasıl dolsun?.. Ne zaman ki darbecilere dava açılmasını engelleyen geçici 15. madde kalkar.. O tarihte dava açma hakkı doğar.. Ardından da zamanaşımı süresi işlemeye başlar..”
Anladılar mı?
Sorun anlama kıtlığı değil ki..
Darbecilerin avukatlığını yapma niyeti..
Açık açık, “Biz darbecilerle kankayız.. Darbecilerimizi yargılatmayız.. Yargılatmamak için de, şimdiden savunma argümanı geliştiriyoruz.. Geçici 15. madde kalksa bile, darbecilerin yarglanamayacaklarını belirterek, aslında onların suçlarının zamanaşımına uğradığını belirterek, kurtarmış oluyoruz” diyecek halleri yoktu..
Bunun yerine, “Anayasa değişikliği ile, darbecilerin yargılanacağını ileri sürmek halkı aldatmaktır” dediler..
Sonrasında, bunların “hayır” oylarına rağmen.. Anayasa değişikliği yapıldı..
Daha bir ay geçmeden, yine aynı takım dırdır etmeye başladı..
“Ne oldu? Anayasa değişti ama, yargılanan-margılanan yok. Biz demedik mi, bu bir kandırmaca..”
Bir müddet sonra soruşturma başladı..
Bir baktık, iddianame hazırlandı..
Bu çok bilmişler, yavaş yavaş “Darbeciler yargılanmayacak” iddiasından tornistan edip, “Bu göz boyamadır. Bir şey çıkmayacağını göreceksiniz” söylemine geçtiler..
İddianame kabul edildi..
Bunlarda yine utanma yok..
Ve dün gelinen noktada..
Savcı esas hakkındaki mütalaasını okudu..
12 Eylül’ün darbecilerinden hayatta kalan iki isim olan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya için, müebbet hapis cezası istedi..
Sadece bu gelişme bile, 12 Eylül 2010 referandumu ile ülkeye ne kadar büyük bir hizmette bulunulduğunu ispatlıyor..
Sadece geçici 15. maddenin kaldırılması ile değil..
Aynı zamanda, HSYK’nn yapılanmasını değiştirerek de, 12 Eylül 2010 referandumu büyük bir devrime imza atılmasına zemin hazırladı..
Geçici 15. maddeyi kaldırsanız bile..
Tepede darbecilerin emireri konumundaki HSYK üyeleri olduğu müddetçe..
Yine darbecileri yargılayamazdınız.
Hatırlasanıza, Sacit Kayasu bir deneme yapmak istemişti..
Savcılıktan ihraçla.. 1.5 yıl hapis cezasıyla.. Avukatlık bile yapamayacak bir çaresizlik kuyusunda bulmuştu kendisini..
Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, derin bağlantılarla ilgili olarak, iddianamesinde küçük bir nitelemede bulundu diye..
Savcılıktan ihraç edildiği gibi.. Avukatlık bile yapamaz duruma düşürülmüştü..
Geçici 15. maddenin kaldırılması ile yetinilse idi..
HSYK’nın bir mezhep bağlamındaki kadrolaşmasının önüne geçilmeseydi..
Yine darbecilere dava açılamayacaktı..
Şimdi bu noktada.
Yukarda isimlerini saydığım, “Darbeciler yargılanamaz, zamanaşımı doldu” diyen takımdan bir tanesinin bile çıkıp da, “Yanılmışız. Yanlış düşünmüşüz. Biz bu işi bilmiyormuşuz.. Özür dileriz” diyebileceğini tahmin edebilir misiniz?
Ben sanmıyorum..
Onlar yine, aynı taktikle halkın kafasını karıştırmaya devam edecekler..
“Nerde kalmıştık” türünden yaklaşımla, “Ceza verildi de ne oldu? Adamlar cezaevinde değil ki!” diyecekler..
Oysa adım adım gelinen nihai noktada..
Kenan Evren artık, sabıka belgesi istediğinde, kendisine verilen kağıtta “Sabıkası vardır” yazacak..
Bu yetmiyor mu size?..
90 yaşındaki adamın cezaevinde olup olmaması beni hiç ilgilendirmiyor..
Devlet arşivindeki belgelerde, 12 Eylül 1980 günü darbe yapanların sabıka kayıtlarında “Sabıkalı” diye yazılı olması, benim için yeter..
Bugünden sonra darbe yapmaya kalkacak olanların, “Acaba ben de mahkum olur muyum” diye bir saniye de olsa düşünecek olması da cabası..