HSYK İzah Etsin; Bir Ayda 55, Bir Günde 80 Karar!
Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
HSYK izah etsin; Bir ayda 55, bir günde 80 karar!
Adalet Bakanlığı müfettişlerinin, teftiş yaparken nasıl “teftişlik sorun” çıkardıklarına dün kısaca değinmiş, bugün de bir hakimin Adalet Bakanlığı ile, HSYK ile, müfettişlerle, kısacası tüm Türkiye ile dalga geçer gibi nasıl görev yaptığının (görev yapar göründüğünün) somut bilgilerini vereceğimi söylemiştim.
Buyrun, Bakırköy Adliyesi’nde, 1. İcra Hakimliği’nde neler olmuş, neler bitmiş, bir bakalım..
Hakimliğin uygulamasının ayrıntılarını rakamları ile aktarayım.
Ben bir adliyeden örnek veriyorum..
Siz aynı örneği, tüm Türkiye’deki adliyeler için de, genelleme yapabilirsiniz.
İstisnalar tabii ki var..
Ama sistem böyle kurulmuş..
Şimdilik böyle gidiyor..
Gelelim rakamlarla skandal uygulamaya.
İrdelediğimiz mahkemenin hakimi, 2012 yılının Ocak ayında 55 dosyayı karara çıkarmış.
Sonraki aylarda biraz hızlanmış ama..
İlk altı ayda karara çıkardığı dosya toplamı 850 civarında.
Yani ayda 140 dosya ortalaması var.
Temmuz ayında ortalaması 200’e yaklaşıyor.
Malum adli tatil geliyor!..
Kim demiş, “İcra ile ilgili davaların büyük çoğunluğu için adli tatil diye bir şey yoktur” diye.
Ağustos’ta sıfırı çekiyoruz..
Sonrasında, bir durağanlık.. Biraz hareket..
9, 10 ve 11. ayların toplamında 300 civarında karar..
Veee.
Geldik sadede..
Yılın son ayı olan Aralık’ta ise, rekoru kırıyor hakimimiz.
240 karar birden veriyor..
Ocak ayında 55.. Aralık’ta 240!
Nerde ise 5 misli bir icraat..
Dikkat çeken husus, sadece ay bazında değil..
Aralık ayının içinde de, son gün olan 31 Aralık günü, rekor üstüne rekor kırıyor hakimimiz: Bir günde tam 80 karar..
Tüm Ocak ayı boyunca verdiği kararın bir buçuk katını, sadece 31 Aralık günü vermiş, hakimimiz..
Peki niye?
Efendim, HSYK’nın bir uygulaması var..
Hakimlerimize, baktıkları dava dosyası ile orantılı olarak, karara çıkardıkları dosya sayısına göre not veriliyor..
Belli bir sayının altına inenlere, düşük not verildiği için..
Hakimimiz de, mesleğinin son yıllarını başka illere atanarak geçirmemek için..
Bir ayda verdiği kararın çok daha fazlasını, yıl ortalamasını düşürmemek için, yılın son günü 31 Aralık’ta bir günde veriyor..
Veya tarihi öyle atarak, böyle gösteriyor..
Dahasını söyleyeyim mi..
Başladık bir defa..
Hakimimiz YARSAV’lı..
İşi bilenler sınıfından yani..
Nerede hızlanmalı…. Nerede gereksiz telaş yapılmamalı.. Usta şoför misali, iyi biliyor..
Herşey planlı ve programlı..
Ve HSYK ile, Adalet Bakanlığı ile, müfettişlerle adeta alay edercesine hayata geçirilen bu planlı taktiğe, hiç kimse “Dur bakalım” demiyor..
Bakılıyor.
İnceleniyor..
“Tamam” denilip, geçiliyor..
Demek ki ne imiş?
Öyle HSYK’nın Ankara’da oturarak, Türkiye’deki hakimleri denetlemesinin çok büyük bir etkinliği yokmuş.
Adalet Bakanlığı’nın, üç tane müfettiş yollayıp, “Durun bakalım, hakimlerimiz ne yapıyorlar? Önlerine konulan dosyaların kaç tanesini karara çıkartıyor, kaç tanesini aylarca erteleyip, havanda su dövüyorlar?” sorgulaması ile olmuyor işler..
Her çalışma günü.. Tüm mesai saatleri içinde dikkatle izlenmesi gerekiyor, adliyenin..
Hakimimiz mesaiye kaçta geliyor. Saat kaçta, “Çok sıkıldım yaa” deyip gidiveriyor!
Hepsi irdelenmeli..
Bunun için de..
Adliyenin kendi içinde denetim mekanizmasının geliştirilmesi gerekir ama..
HSYK’nın yeni yapılanmasından sonra göreve gelen savcılarımızda bile, “Ne var bunda? Ne olmuş ki yani? Olur böyle şeyler.. Tamam canım, itiraz edilir.. Varsa yanlışlık, sonra düzeltilir..” türünden, dünyasından bıkmış insanların bahaneleriyle, açıkça suç işleyen YARSAV’lıları koruma kollama gayreti..
Sonra da diyoruz ki, “Bu işler nasıl düzelecek?”
Nasıl düzelsin, eski sistemin organizatörleri, hakimiyetlerini sürdürdükçe!
Söyleyin nasıl düzelsin!
Biz bunları yazarken, haber geçiyor ajanslar: “Gezi eylemine katılan 5 kişi beraat etti!”
Hem de “ilk duruşmada..”
Yani bir baksaydınız, bir inceleseydiniz.. Bu sanıklar gerçekten masum ise, kim vermiş olabilir, 200 trilyonluk zararı?
“Ne gerek var ki” diyor, beraati basıyor hakimimiz.
Soruyor, soruşturuyorum.. “Beraati veren hakimimiz YARSAV üyesidir” deniyor..
O zaman buna da şükür..
Sadece beraat değil, bir de Keskin Karakurt gibi, ayağa kalkıp alkışlayabilirdi sanık Gezi’cileri!