Kemal Bey Ne Diyor Avukatları Ne Yapıyor?
Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
Kemal Bey ne diyor avukatları ne yapıyor?
CHP nasıl bir parti?
Genel başkanları, “TBMM’de başörtülü milletvekilleri için engelleyici tavır takınmayalım” diyor..
Şahsi avukatı Şanal Sarıhan, aynı gün TBMM’nin girişinde bildiri okuyup, başörtülü milletvekillerinin TBMM’ye girmesini kınıyor..
Dahası, CHP’nin bir milletvekili, bayan memurlar için kıyafet yasağının kalkmasına karşı, Danıştay’da dava açıyor..
Bu CHP nasıl bir parti.
Hangi görüşü savunuyor?
Yoksa, hiçbir görüşü savunmuyor mu?
Konjonktüre göre, ordan oraya mı savruluyor..
Kemal beyin avukatı dedik de..
Kemal beyin bir avukatı da..
12 Eylül darbe davasına müdahil oldu..
CHP adına dilekçe vererek, partilerinin 12 Eylül döneminde darbeden zarar gördüğünü söyledi..
Ancaaak.
Ne hikmetse, aynı avukat, 28 Şubat davasında, sanık avukatı olarak yargılamaya katıldı..
“Bu ne lahana… Bu ne turşu” diyeceksiniz.
Aynen öyle..
Üstelik hatırlayacaksınız..
12 Eylül darbesi ile ilgili dava, CHP’nin engellemesine rağmen, halkoylaması ile kabul edilen Anayasa değişikliği sonunda gerçekleşti.
“Bu anayasa değişikliği ile, 12 Eylül darbecileri yargılanamaz” dediler.
Sonra o değişiklik yapıldı.
12 Eylül darbecileri yargılanmaya başlandı.
CHP önceden söylediklerini unuttu, mahkemeye koştu: “Biz darbeden mağdur olduk. müdahil olacağız.”
Müdahale dilekçesini verirken, CHP’’nin vekaletini üstlenen Celal Çelik isimli avukatın, kısa süre önce Yargıtay Tetkik Hakimliği’nden ayrılan bir YARSAV üyesi olduğunu da hatırlatalım..
Yani, sadece CHP sözcüleri değil..
Müdahale dilekçesi veren avukat Celal Çelik de.. “Anayasa değikliği ile, darbecileri yargılayamazsınız” demişti..
Ama değişiklik olunca, önceki sözlerini unutup, “Müvekkilim parti darbeden zarar gördü. Müdahil olacağız” diye dilekçe verdi..
Aslında bunda da büyük bir sorun yok..
Yapılan anayasa değişikliğine katkı sunmasalar da..
Hatta engel olmaya bile kalksalar..
Getirilen yeniliklerden yararlanmak istemişler..
Eyvallah.
Ama şimdi sıkı durun.
Kemal beyin şahsi avukatlığını da yapan, eski YARSAV’lı bu avukatımız, 28 Şubat davasında kimin avukatlığını yapıyor, biliyor musunuz?
MİT eski Müsteşarı ve 28 Şubat döneminin Jandarma Komutanı Teoman Koman’ın avukatı..
Haydaaa.
Bir davada, “darbeler kötüdür” deyip, sanıkların cezalandırılmasını iste.
Diğer davada “Müvekkilimizin yaptığı, cumhuriyete sahip çıkmaktır. Darbeden dolayı yargılanması doğru değildir. Tahliye edilmesini talep ediyoruz” de..
Ne biçim iş bu?
İşin etik olmayan bir başka yönü daha var..
Teoman Koman, sadece 28 Şubat darbesinin faillerinden değil.
12 Eylül davasının iddianamesine alınmamış olabilir ama..
Teoman Koman 12 Eylül darbesinin de faillerinden..
O darbenin Bursa Sıkıyönetim Komutanı olarak görev yapıyor, Teoman Koman..
Dolayısı ile..
Avukat Celal Çelik, 12 Eylül darbesinin sanıkları için, “Ülkeye zarar verdiler, suç işlediler” diye cezalandırılmasını isterken..
Kendi müvekkilli Teoman Koman’ı da, suçlamış olmuyor mu?
Herhalde Kenan Evren, tek başına Tahsin Şahinkaya ile kalsaydı, 12 Eylül darbesini yapamazdı..
Bursa Sıkıyönetim Komutanı, İstanbul Sıkıyönetim Komutanı, Gölcük Sıkıyönetim Komutanı görevine getirilenler “olmaz” deseydiler, o darbe herhalde yapılamazdı..
Değil mi Celal bey..
Kısacası..
CHP’nin son günlerdeki görünümü, hayli garip.
Bir bakıyorsunuz, başörtülü milletvekiline karşı çıkmıyorlar.. Bir bakıyorsunuz, memur için bile kıyafet özgürlüğü istemeyip, dava açan milletvekilini el üstünde tutuyorlar..
Bir bakıyorsunuz, Kemal Bey “Başörtülü milletvekillerine engelleme yapmayalım” diyor.. Bir bakıyorsunuz, Kemal Beyin ve CHP’nin avukatı, bildiri okuyarak başörtülü milletvekillerini kınayacak kadar militanca hareket ediyor..
12 Eylül darbesine müdahil olduklarını görüp, “ne güzel” diyoruz..
Ama hemen ardından, 12 Eylül davasına müdahil olması için vekalet verdikleri avukatın, 28 Şubat darbesinin mimarının sanık avukatlığını yaptığını görüp, şaşırıyorsunuz..
Aynen, “deve de değil, kuş da değil” türünden bir garabetle karşı karşıyayız.
Allah sonunu hayreylesin!..
