Oldu Ağbaba, Sen Emret Biz Ödeyelim Ağababa!
Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
Oldu Ağbaba, sen emret biz ödeyelim ağababa!
“Gezi’ye destek veren sanatçıya ambargo” diye verdiler haberi..
Türk Halk müziği sanatçısı imiş, Sevcan Orhan.. Malatya Belediyesi’nin organize ettiği.. Harcamaların büyük kısmı, kamu bütçesinden çıkan bir etkinlikte.. Konser verecekmiş, türkücü kızımız.. Ancak, Türkiye’yi karıştırmak isteyenlerin, 4 can ve onlarca sakat insan, 200 milyon maddi zarar olarak fatura ettikleri Taksim Gezi Parkı olaylarına verdiği destek sebebi ile, vatandaşlar tepki göstermiş. Organizasyon da, bir tatsızlık çıkmaması için, Sevcan kızımızın konserini iptal etmiş.. Vay sen misin, konseri iptal eden. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, açmış ağzını, yummuş gözünü.. “Eskiden fişlemeler gizli yapılırdı. Şimdi utanmadan fişlemeler açıkça yapılıyor” ile başlamış konuşmaya.. “Utanmadan insanların ekmekleriyle oynanmaya başlandı” diye devam ediyor Veli Ağbaba.. Ne bekliyordu acaba Ağbaba? Kendisini ağababa sanıyor, hem halkı kışkırtacaklar, hem halkı sokağa dökecekler, hem hükümeti/başbakanı diktatör ilan edecekler.. Hem de o hükümet, kendi imkanları ile düzenlediği etkinliklere, toplumu sokağa düşüren bu türkücü takımını çağırıp, onların ceplerini mi dolduracaktı? Bunu mu bekliyordu, Ağababa? Devam ediyor başımıza ağababa kesilen Ağbaba: “Bu mantıkla o meydanda avukatlık yapanların avukatlık diplomalarını elinden al, doktoru görevden al, hemşiresini fişle, iş adamını fişle, otelcisini tehdit et, öğrenciyi gözaltına al. Sonra da demokratım de. Böyle bir şey olur mu?” Kafa bu kadar işte.. İki şeyi birbirine karıştırıyorlar.. Yasakçılık ile.. Tercih edilmemeyi.. “Konser verdirmedi” diye, “Avukatın diplomasını da al o zaman” çarpıtması yapıyor.. Sanki Malatya Belediyesi’nin teşkilat yönetmeliğinde, “Belediyenin görevleri şunlardır: 1) Sevcan Orhan’a, her yıl Kayısı Festivali’nde konser verdirip, cebini para ile doldurmak.. O para ile, halkın hükümete karşı isyana teşvik edildiği faaliyetlerini finanse etmek..” diye yazıyor.. Söyle Ağababa, böyle mi yazıyor, yönetmelikte.. Hem hükümeti beğenmiyorsunuz.. Hem başbakanı diktatör ilan ediyorsunuz.. Hem de o hükümetle iş tutmaya çalışıyorsunuz.. “Diktatör” dediğiniz başbakanın partisinden seçilmiş belediye başkanının, sizden başka ülkede konser verecek insan kalmamış gibi, size mahkum olmasını istiyorsunuz.. Nerde o köfte, Ağababa? Söyle de, Sevcan Orhan ile birlikte, bu ülkenin gariban çocukları da yesinler biraz.. Devam ediyor ağababamız: “Ben buradan o zatı muhtereme soruyorum. Sen kimsin. Sen yargıç mısın? Sen hakim misin. Gezi eylemine katıldı diye bir sanatçının konserini iptal ediyorsun.” Biz de Ağbaba’ya soralım: “Kimsin sen? Yargıç mısın? Belediye isterse konsere bu şahısı çağırır. İsterse şu şahısı.. Sana mı soracaklardı, kimi çağıracaklarını?” 7 ay sonra belediye seçimleri var.. Kazan seçimleri, o zaman sabahtan akşama kadar, Sevcan Orhan konseri verdir.. Kim ne diyecek sana.. Ama seçimi AK Parti kazansın.. Sen AK Parti’ye küfret.. Yetinme, halkı kışkırt. Sonra de ki, “Bana konser verdirin.. Cebimizi doldurun!” Nerde o yoğurdun bolluğu? İşin bir de, yüzsüzlük boyutu var.. İnsanda birazcık utanma olur.. Birazcık ilkeli duruş çizgisi olur.. Siz değil misiniz, “Bunlar diktatör.. Bunlar zalim.. Bunlar faşist” diyen.. Bu hakaretleri yaptıktan sonra, hangi yüzle gelip, “Faşist, zalim, diktatör” ilan ettiğiniz partinin belediye başkanının organize ettiği festivalde konser vermeye kalkıyorsunuz? Hiç mi utanma yok sizde? Ağababalığa soyunan Veli Bey, türkücü kızımızdan özür de dilemiş.. Ne güzel.. Özür dileyin ve bir festival de siz düzenleyin. O festivale çağırın türkücü kızımızı.. Söyletin türküleri. Doldurun ceplerini.. Koskoca CHP, aciz mi bunu yapmaktan? Türkiye İş Bankası’na konmuşsunuz.. Halkın parasına tebelleş olmuşsunuz.. Hâlâ bekliyorsunuz ki, seçimleri AK Parti kazansın, ama konsere kimin gelip kimin gelmeyeceğine CHP karar versin.. Seçimleri CHP kazandığında, bize mi soruyordunuz, konsere kimi getireceğinizi? Ki, şimdi de, size sorulsun, “Konsere kim getirilsin” diye..