Ülkenin Tek Sorunu: Taksim’e Gezi Alanı

0

Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit

Ülkenin tek sorunu: Taksim’e gezi alanı

 

Her şeyi bitirdik, şimdi Taksim’deki gezi alanını tartışıyoruz.
Milletvekilleri mi dersiniz..
Patron hergeleleri mi dersiniz..
Ne iş yaptığı belirsiz, “istemezük”den başka bir kelime bilmeyen mi dersiniz..
Hepsi Taksim’e gelip, aslanlar gibi direnmişler.
Ne yapılıyormuş, ne yapılmasını istemişler:
Orasını bilen yok.
Birisi diyor ki, “Ağaç katliamı yapılıyor.”
Hatta bir eski AK Partili bakanı da kafakola almışlar, lehlerine mesajlar attırıyorlar..
Yetkililer ise, “Ağaçlar kesilmiyor” diyor..
Zaten haberlere bakarsanız, iddia sahipleri de “Ağaçlar kesiliyor” demiyorlar da..
“Yıkım çalışmaları” diyorlar.
Ağaç ve yıkım çalışması? Olayda bir Türkçe sorunu var ama..
İddia sahiplerinde mi, yoksa cevap verenlerde mi, pek anlaşılmıyor.
Her şeye rağmen, “yayalara gezi alanı” istemi ile yapılan bu gösteriler, polise karşı direnmeler…
Bence sevindirici bir gelişme..
Demek ki, “Ülke faşizme gidiyor” diye kavgalar verilirken, tek sorunumuz gele gele “Taksim’e gezi alanı”na kalmış.
Demek ki, “Kürtlerin, insan hakları ihlal ediliyor.. Kürtler faili meçhullere maruz kalıyor” diyerek Kürt vatandaşlarımızı istismara kalkışan Sırrı Süreyya Önder, şimdi tek sorunun “bir inşaat çalışması” olduğunu kabul etmiş, onun için göğsünü siper ediyor..
“Ülke faşizme doğru gidiyor. Gazeteciler, avukatlar, politikacılar cezaevinde..” diye basın toplantısı üstüne basın toplantısı düzenleyen CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Gürsel  Tekin, ülke sorunları ile ilgili çalışmalarına ara verip, Taksim’deki gezi alanı için protestoya geldiğine göre, ülkenin tek sorununun, yayalar için yürüyüş alanı olduğunu kabul etmiş..
Bu iki muhalif politikacı, kendilerine destek vermesi için, medya ayağı olarak da, patronun hergelesini çağırmışlar.. O da koşa koşa gelmiş..
Hilton’u satın alan patronu, imar planı değişikliği yapmak isterken, kendisine yönelik “İki satır da sen bu konuya değinemez misin? Bakın patronunuz özel imar planları yaptırıyor, Hilton’un yerine, gökdelen dikecek” denildiğinde, cevap olarak “Ben bu işlerden hiç  anlamıyorum. İmar planı nedir, taks nedir, kaks nedir hiç anlamam” diyen ve konuyu uzaktan seyreden hergele, şimdi belediye uzmanı olmuş, protesto alanına geliyor, gençlerin kışkırtılmasına destek veriyorsa, ülkenin medya sorunu da kalmamış demektir..
Evet, ülkenin enflasyon diye bir derdi kalmadığını biliyoruz.
Ülkede IMF diye bir dert kalmadığını biliyoruz.
Ülkede, kısmen de olsa, PKK diye bir sorun kalmadığını, en azından kalmama sürecine girildiğini biliyoruz.
Ülkede mafya sorunu kalmadığını biliyoruz da..
“Taksim’de gezi alanı nasıl olsun”la sınırlı bir gelişmişlik aşamasında olduğumuzu da  bilmiyorduk.
Muhalefet partisi milletvekilleri..
Büyük medya patronunun hergelesi ile birlikte, bu protestoya katıldığına göre..
Önümüzdeki ilk seçimlerde, bu sorunu seçim çalışmalarında ana tema olarak seçerler artık..
“Biz iktidara gelirsek, Taksim’e gezi alanı yapacağız” diye propagandaya soyunurlar..
Tek seçim vaadleri, bu olur artık!
Metro, Boğaz Köprüsü.. Havaalanı.. Onlar bir avuç azınlığın kullanacağı hizmetler..
Taksim’e gezi alanına bakalım biz.
Tüp geçit olsa da olur, olmasa da..
Üçüncü Boğaz Köprüsü olsa da olur, olmasa da..
Metro ile örülmüş ulaşım ağı olsa da olur, olmasa da.
Taksim’de yürüyüş alanımız var mı bizim?
Varsa, hiçbir sorun yok demektir.
Yoksa, diğer sorunların çözülmesinin hiçbir anlamı yok demektir..
Öyle mi Gürsel Bey..
Öyle mi Sırrı Bey..
Bu arada, Sırrı Bey’e bir teklifim de olacak..
Güneydoğu’ya gittiğinde, bu sorunu da mutlaka dile getirsin.
“Bu iktidar, Taksim’deki gezi alanını iç etti. Bu iktidara oy vermeyiniz” desin.
Desin ki, Güneydoğu’daki seçmenlere, “yüzüne tükürme fırsatı”nı da vermiş olsun!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir