Ah Fransa, Vah Fransa!
Abdurrahaman Dilipak – Yeni Akit
Ah Fransa, vah Fransa!
Fransa’nın başı içeride de, dışarıda da belada. Ekonomi bir türlü dikiş tutmuyor.. Afrika’da işler giderek bozuluyor. Arap dünyası ile de ilişkileri bozulacak gibi gözüküyor..
Uzun bir aradan sonra Fransa’da asker güvenlik gerekçesi ile kritik noktalarda nöbet tutmaya, devriye gezmeye başladı. Adeta ülkede bir olağanüstü hal havası var..
Rusya, Amerika derken, Fransa’nın da bugün İslam dünyası ile başı belada.
Tam da böyle bir zamanda, PKK’lı 3 kişinin ölümü ile başlayan tartışma giderek büyüyor.. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’nin öldürülen 3 PKK’lı kadınla ilgili yapmış olduğu açıklamaya Erdoğan’ın tepkisi ile Türk-Fransız ilişkileri de tartışmalı bir hal aldı.
Bayan Mitterand’ın PKK’ya ilgisi biliniyordu.. Bugün de bu açıklama bu tartışmaların tuzu biberi oldu..
Fransa’nın İsrail ve Ermeni konusuna yakın ve sıcak bir ilgi duyduğu biliniyor. Bu da Fransa’nın İslam dünyası ve Türkiye ile karşı karşıya getiriyor..
Son olarak Tunus’ta başlayan ayaklanma Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerindeki Fransa karşıtlığını daha da artırdı. Sarkozi döneminde zaten bu ilişkiler iyiden iyiye bozulmuştu.. Hollade bu mirası tersine çevirmeyi başaramadı..
Son olarak Mali’deki ayaklanmaya bugüne kadar sessiz kalan Fransa’nın bugün bu olayı bahane ederek Mali’yi işgal etmeye kalkışması, bölgede ciddi anlamda tedirginliğe sebeb oluyor.
ABD’nin Afganistan’da, Irak’ta, Somali’de düştüğü yanlışlığı bu kez Fransa Afrika’da deniyor..
ABD ve İngiltere de Aden Körfezi açıklarında güç bulundurmak için Somalili korsanları nasıl gerekçe gösteriyorsa, Mali’deki Vehhabi ayaklanması da Fransa için “umud” oldu..
Bugün Afrika ülkelerinin nerede ise yarısı Frankofondur. Resmi dili Fransızca’dır bu ülkelerin ya da Fransızca yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu arada 14 Afrika ülkesi Fransa’nın ürettiği parayı kullanmaktadır. Orta Afrika CFA Frangı adı ile üretilen parayı Çad, Ekvator Ginesi, Gabon, Kamerun, Kongo Cumhuriyeti ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde kullanılan bir para birimidir. Kamerun’un başkenti Yaoundé’de Orta Afrika Devletleri Bankası tarafından dağıtılır. Bir frank Batı Afrika Frangı gibi yüz tane centime’e bölünür, fakat centime’ler dağıtılmamaktadır. Batı Afrika ülkelerindeki gibi tam aynı değere sahiptir ve bu Batı Afrika CFA Frangı Benin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Gine Bissau, Mali, Nijer, Senegal ve Togo’da kullanılmaktadır. Senegal’in başkenti Dakar’da Batı Afrika Devletleri Merkez Bankası tarafından dağıtılmaktadır..
Bugün Afrika’da Fransızca konuşan 26 ülke bulunmaktadır.. Fransa’nın Hint Okyanusu’nda yer alan iki denizaşırı bölgesi Mayotte ve Réunion’da da resmî dil Fransızca’dır. Bu arada, bir ara Mısır Napolyon’un işgaline uğradığı için Fransızca konuşan ülkeler topluluğu (Frankofon) içerisinde yer alır. Kuzey Afrika’da Libya hariç, tamamı Frankofondur. Sadece Libya İtalyan işgaline uğradığı için bu grubta yer almaz..
Afrika’daki Frankofon ülkeler şunlar: Benin, Burkina Faso, Burundi, Cibuti, Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Fildişi Kıyısı, Gabon, Gine, Kamerun, Komorolar, Kongo (Brazzaville), Madagaskar, Mali, Nijer, Orta Afrika Cumhuriyeti, Ruanda, Senegal, Seyşel Adaları, Togo, Cezayir, Fas, Moritanya, Tunus. Öte yandan, Mauritius ve Magrip ülkelerinde resmî dil olmayıp idari dilde yaygın olarak kullanılır.
Yukarıda 29 Fransız sömürgesinden söz ediyoruz..
Bu Amerika ve batılıları, Kızılderililerin ve kara derililerin ahı tutacak. Gün gelecek batıyı bu insanların ahı yakıp bitirecek.. Zaten batılıların çok değer verdikleri kehanet de bunu söyler. Şuuraltları hep bu felaketin korkusu ile doludur. Onun için korku hayatlarının bir parçasıdır ve hep saldırıya hazır beklemektedirler..
Fransızların şuuraltındaki bu derin korku, ekonominin giderek kötüleştiği, işsizliğin arttığı böyle bir zamanda banliyölerindeki genç Afrikalıların öfkelerini daha da artırmaktadır.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, Fransa, Suriye’de de zor durumdadır.. Suriye’nin geleceği Fransa’yı birçok bakımdan yakından ilgilendirmektedir.. Sadece Suriye’de değil Lübnan’daki çıkarları açısından da Fransa için zor bir süreç başlamaktadır.. Aynı şekilde Fransa’nın ısrarlı bir şekilde savunuculuğunu yaptığı İsrail için de tehlike çanları çalmaya devam etmektedir.
Fransa aynı zamanda 2 büyük masonluk hareketinin birinin merkezi konumundaki bir ülkedir.. Aydınlanma felsefesi ve laiklik açısından da önemli bir konumdadır.. Eğer masonlar, laikler ve aydınlanmacılar Fransa’yı kurtaramayacaksa, bu değerler Fransa için bir umud olamıyorsa, o zaman vah Fransa’ya..
Sahi Paris’teki saldırıdan Fransız hükümetinin bilgisi yok mu idi? Ya da sık sık görüştüğü bu kişilerle ne görüşüyorlardı aceba? Yoksa birileri bu görüşmelerin gizli kalması için bu kişileri susturmuş olabilir mi?
Bir de, Fransa artık kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede. Bu kendi parasını basmaktan bile aciz bırakılan Afrika ülkelerine bu aşamada kim yardım edecek, onlara kendi paralarını basmaları, kendi madenlerini, topraklarını işletmelerini, ekonomilerini yoluna koymaları için kim yol gösterecek? El cevap: “Biz!”
Selâm ve dua ile..