Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak – Yeni Akit

CHP için yolun sonu mu?

 

Önceki gün Doğu heyeti ile birlikte Tunceli’de idik. Yani Dersim’de.. 1 Mayıs etkinliklerine katıldık, esnaf ziyareti yaptık, bir cemevini ziyaret ettik..

Eğer aramızdaki sorunları çözelim, sonra barış olsun dersek, daha uzun zamanlar gerek.. Aşılması gereken ön yargılar, yüzleşmeler, çözülmesi gereken sorunlar var.. Bazıları aşılması zor dağlar gibi.. Ama eğer bir barış iradesi ortaya konulur ve bu ısrarla savunulacak olursa, barışa ulaşmamak için hiçbir sebeb yok..
Asırlar öncesinin intikamı ya da Dersim, 1980, daha yakın zamanlarda yaşananlar, devam eden haksızlıklardan başlayacak olursak, bugünki şartlarda bu sorunun çözülmesi kolay olmayacak..
Ülkenin cahillik, fakirlik, ahlaksızlığın sebeb olduğu daha bir yığın sorunla uğraşmanın verdiği yorgunluk ve bıkkınlığı da eklerseniz.. İçeride bir derin devlet, bölge ve dünya olayları.. Bu gailelerin içinde boğulur gideriz.
Genç bir dede, “Bir de B planımız olmalı, o da barış olmalı” dedi..
İnanılmaz bir barış talebi var. Bir umut patlaması yaşıyor insanlar adeta.. Kavgadan bıkmış, yorulmuş bir halkın sanki son sığınağı gibi barış umudu..
Söyleyeyim, kim bu barış sürecini engellerse, halk onu affetmeyecek!
Dersim yöresini biraz bilirim. İzlerim.. İlk kez bu kadar heyecanlı gördüm.. Dersim’in kayıp kızlarından, Alevi geleneği, etnik aidiyet sorunu, halkın etnik farklılığı, dini inancı, kültürü, geleneği, her şey konuşuluyor.. Herkesin kafası karışmış durumda..
İlk kez Kemalizme karşı açık tepki gösteriliyor. Tek parti dönemi yargılanıyor. CHP eleştirilerin odağına oturtuluyor..
Dersim’de CHP’nin işi zor. Artık CHP milletvekilleri Dersimlilerle kolay kolay bir araya gelemiyorlar.. Kılıçdaroğlu’nu sordum, birkaç gün önce aileden birileri ile bir araya gelenlerden biri, ailenin de Kılıçdaroğlu’nun barış konusunda, Anayasa konusunda isteksizliğinden, engelleyici tutumundan çok rahatsızlar. “Be adam” diyor, “Barış kozunu, demokratik anayasa talebinin sözcülüğünü bile AKP’ye kaptırdıktan sonra, sen ne yapabilirsin ki artık”.
Bir sürü kuşkular, bir sürü talepler, cevabını arayan sorular var, ama herkes barış olsun, çatışma dursun istiyor. Mayınlanmış dağlarda, patlamamış havan mermilerinin arasında yaşamak istemiyorlar.. Köylerine dönmek istiyorlar..
CHP’nin bölge halkına söyleyecek hiçbir şeyi yok.. CHP içindeki beyaz Türkler hâlâ “Tenkil, tedip, tehcir” politikalarını savunuyor.. Hâlâ İstanbul’daki havaalanlarından birinin adı Sabiha Gökçen.. Dersim katliamına katılan ve katliamı savunan bir kadın pilotun adı Türkiye’nin en büyük havaalanından birine verilmiş durumda..
CHP Dersim’in kayıp kızları, Gürbüzler, “Besleme kızlar” “Avar’ın kızları” konusunda bir şey söylemiyor. Hâlâ anne-babasını, dedesini, kardeşini arayan kişiler var Dersim’de. Mezarlarının yerini bile bilmiyorlar. CHP bunların bu insani talepleri karşısında bugüne kadar hiçbir adım atmamış.
Dersim halkı, barış istiyor.. Dersim halkı Anayasa değişikliğine destek veriyor. Kendi taleplerinin dikkate alınmasını istiyor..
Talepler konusunda kafalar karışık.. Dini, etnik, ideolojik, politik farklılıklar söz konusu.. Ama hepsinden önce ve öte barış istiyor. Kendilerinin görülmesini istiyorlar. Bu önemli..
Bazı talepler, iddiaların gerçekliğinin sorgulanması gerek elbette. Ama önce birbirimizi dinlememiz, anlamaya çalışmamız, birbirimize güvenmeyi öğrenmemiz gerek.
Kuşkusuz mucizevi bir değnekle bir anda her şeyi düzeltmek mümkün değil. Adım adım ilerleyeceğiz. Barışı, çözümü istemeyen birileri de var. Çözüm sürecini engellemek için elinden geleni arkasına koymayan uluslararası güçler, içerideki birtakım mihraklar var. Bu çatışmadan beslenen çevrelerin ifsatlarını, engellemelerini de hesaba katmak gerekiyor..
Sonuçta, gelişmeler, doğru yönde ileri doğru gelişiyor. Süreç ivme kazanmış durumda..
CHP papucun pahalı olduğunu gördü ve kendisi için bir mayınlı alana dönüşen bu alana girmemeye çalışıyor.. MHP ise hâlâ öfkeli tepkilerini sürdürüyor..
Hele şu 3 Mayıs’ı da bir görelim.. Mayıs ayı özel günlerle dolu bir ay.. Hızırilyaz (Hıdırellez), Anneler gününden hemşireler gününe, İngiltere birliğinin kurulmasından İllumaniye… Daha 19 Mayıs’ı konuşmadık. Gerçekten Mustafa Kemal 19 Mayıs’ta mı çıktı Samsun’a? Samsun’da ilk konuştuğu kişi kimdi? Mustafa Kemal Samsun’a çıkmadan birkaç gün önce Kars İslam Cumhuriyeti’nin İngilizler tarafından ortadan kaldırılmasının ne anlamı var? Bandırma vapuruna ne oldu? 19 Mayıs’tan önceki en önemli görevi ve 19 Mayıs’tan sonraki önemli görevleri neydi?
27 Mayıs’ı, 29 Mayıs’ı konuşacağız daha.. Sahi 29 Mayıs’ı nasıl kutlamaya başladık?…
Mayıs hızlı başladı, bakalım nasıl devam edecek? Selâm ve dua ile..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir