Cumhuriyet’in İlanı: 31 Ekim 2013!
Cumhuriyet’in ilanı: 31 Ekim 2013!
Diyorlar ki, “Cumhuriyet 90. yaşında..”
Bence değil..
Niye?
Seçilen insanların, istedikleri kıyafette gelemedikleri bir meclise sahip olan ülkeye, Cumhuriyet denebilir mi?
Bence denilemez.
Bugüne kadar, Meclis’e başörtülü milletvekilleri giremiyordu..
Hatta daha önce başörtülü olarak seçilen iki bayan milletvekilinden birisi başını açarak Meclis’e girebildi..
Diğeri de, yemin ettirilmeyerek cezalandırıldı..
İlk defa 31 Ekim’de bazı bayan milletvekilleri, başörtülü olarak Meclis’e girecekler.. Bence Cumhuriyet’in gerçek ilan tarihi de, 31 Ekim 2013 olacak..
Cumhuriyet de 90 yaşında değil, daha yeni ilan edilmiş, kundak dönemindeki bir bebek olacak..
•
Cumhuriyetçilik, halkçılık ilkelerini kendisine bayrak yapan CHP, bırakın halkın kıyafetini kendi milletvekilleri aracılığı ile Meclis’e taşımayı..
AK Partili bazı milletvekillerinin bu yöndeki tercihini bile engelleme çabasında..
Genel Başkan “kem-küm” ediyor. Ulusalcı milletvekilleri, 1999’un uzantısı söylemlerle, yasakçılığa soyunuyor..
Halkın içindeki kadınların % 75’inin kıyafetine, halkın meclisinde bugüne kadar uygulanan keyfi yasağı sürdürmeyi tasarlıyorlar..
Bu nasıl bir cumhuriyet anlayışı ise?
Partilerinin adında..
Hem “Cumhuriyet” kelimesi var..
Yani “halk yönetimi”ni hedefliyorlar..
Hem de partinin isminde, “Halk” kelimesi var..
Ama halka sırtlarını dönmüşler..
“Devletin temel esasları.. Değiştirilemez ilkeleri..” kavramları ile halka kıyafet biçiyorlar..
Biraz dürüst olsunlar..
Cumhuriyetçilik yapmasınlar..
“Bizim önceliğimiz, devletçilik”tir desinler.. “Halk sonra gelir.. Cumhuriyet sonra gelir” desinler..
Biz de dürüstlüklerinden dolayı, kendilerini tebrik edelim..
Ama hem “cumhuriyet”i kimseye bırakmamak.. Hem de “devletçilik” dayatması.. Tutarlı bir davranış olmasa gerek..
•
Cumhuriyet’in 90 yıl önce ilan edildiğini ileri sürenler, bugün ne ile meşgul?
“Anıta çelengi kim koyacak?”
“Her isteyen, anıta çelenk koyabilecek mi?”
“Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı anıta niye çelenk koyamıyor?”
“Tören kaç dakika sürecek?”
“Her siyasi partinin temsilcisi, törene katılabilecek mi?”
“Eski yıllarda her okulda düzenlenen resmi tören, niye sınırlandırıldı?”
Vs..
Bu sorunların hepsinde, bu adamların istediklerini yapsanız..
Cumhuriyet bir milim ileri gidebilir mi?
Gitmez.. Gidemez..
Sabahtan akşama kadar anıt önünde tören düzenleyin.. Sabahtan akşama kadar çelenk koyun. Sadece siyasilere değil, kundaktaki bebelere bile çelenk koydurun.. Sadece okullarda değil.. Her iş yerinin kapısında bir tören düzenleyin..
Cumhuriyet bir milim ileri gitmez.. Hatta anıtlara çelenk koymak için; böylesi törenler düzenlemeniz için, cumhuriyet olmanız da gerekmiyor..
Saltanatta da, meşrutiyette de, diktatörlüklerde de anıtlara çelenk koyabilirsiniz.
Bu sistemlerde de şu veya bu bahane ile resmi törenler düzenleyebilirsiniz..
Cumhuriyet ile hiçbir ilgisi yok, “çelenk koyma”nın, ya da “resmi tören düzenleme”nin…
Önemli olan, vatandaş için ne yaptığınız!
Halkın refah seviyesini artırmak için ne yaptığınız!
Halkın hayatını kolaylaştırmak için hangi hizmeti geliştirdiğiniz..
Bugünkü siyasi iktidar, mesela Marmaray’ı yapmış..
Onun ilk bölümünü bugün hizmete açacak..
Cumhura hizmet için..
Beklerdim ki, ana muhalefet davet edilsin-edilmesin, “Biz de bu güzel hizmet için, törene katılacağız.. Genel Başkan seviyesinde törende bulunacağız” desin..
Hayır öyle yapmıyorlar..
Tandoğan’da toplanıp..
“Cumhur”u değil, “orman”ı korumanın..
“Halk”ı değil, “park”ı korumanın gösterisini yapacaklarmış..
“Cumhur” olmayınca, “orman”ı ne yapacaksınız?
“Halk” olmayınca, “park”ı ne yapacaksınız?