Darbeci Baro, Danıştay Kararını Uygulayacak mı?
Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
Darbeci baro, Danıştay kararını uygulayacak mı?
Danıştay nihayet, başörtülü bayanların da avukatlık yapabileceğine karar verdi.
Gerçi karar şimdilik, “yürütmeyi durdurma” şeklinde ama..
Yürütmeyi durdurma kararı da, sonuçta verilecek nihai kararın işaretçisi..
Açık açık, “Bu dandik ilke kararını iptal edeceğim. Anlamsız yasağa son vereceğim” diyor Danıştay.
Sevinelim mi, yoksa ağlayalım mı bilmiyorum!.
Bundan daha tabii bir hak olamaz ki, böylesi normal bir uygulamaya sevinelim..
Memuriyet deseniz, memuriyet değil..
Öğrencilik deseniz, öğrencilik değil..
Kanun-manun diyecek hiç haliniz yok..
Ama yıllardır bu yasak, serbest çalışan avukatlara bile dayatıldı..
Oysa, Anayasa’nın 13. maddesi, “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlığını taşıyor.
Madde metninde de, temel hak ve özgürlüklerle ilgili şu amir hüküm yer alıyor: “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.”
Kanundan, yönetmelikten falan bahsetmiyoruz.
Anayasa’dan bahsediyoruz.
Anayasa açık açık, “temel hak ve özgürlükler”in, ancak “Anayasa’da yer alan sebeplere bağlı olarak” ve yine ancak “kanun”la sınırlanabileceğini belirtiyor..
Bu Anayasa maddesine rağmen, Türkiye Barolar Birliği, kendi kafasına göre, bir ilke kararı alıyor…
Avukatların “başları açık” görev yapacaklarını belirtiyor..
Anayasa lügatında, adı bile geçmeyen dandik bir “İlke kararı” ile, Anayasa maddesi rafa kalkar mı?
İdeolojik kafa yapısına sahipsen, kalkar.
Barolar Birliği o dandik kararı alır.
Yargı makamı da, o dandik karara karşı açılan davaları reddederek, o skandalı onaylar.. Böylece “ilke kararı” denilen sözlükte yer almayan bir kural çeşidi, Anayasa’nın tepesine gelir, yerleşir..
Kanundan, tüzükten, yönetmelikten, daha alt seviyedeki bir düzenleme, Anayasa’nın üstüne çıkar!
İşte dünkü Danıştay kararı, bu hokkabazlığa “dur” dedi.
“İlke kararı ile, Anayasa aşılamaz” dedi.
“Anayasa’da olmayan bir kıyafet dayatması, ilke kararı ile vatandaşa dayatılamaz” dedi.
Bu kadar basit bir konu bile, Türkiye’de yıllarca çözülemedi.
“Anayasa’da yasak yok ama.. Anayasa’da laiklik ilkesi var” denildi.. Laiklik ilkesinin içine, “başörtü yasağı” da pike edildi..
Bu utanmazlığı, sadece üniversite öğrencileri için değil, serbest meslek kapsamında avukatlık yapan bayanlara bile uyguladılar..
Despotça..
Ahlâksızca..
Son Danıştay kararına, şimdi kimlerin ne tepki vereceğini merak ediyorum.
Sabah akşam hak/özgürlük diyenlerin… Darbe sanıklarının, katillerin, hırsızların, soyguncuların hakları(!) için çırpınanların.. Avukatların en tabii hakları olan “kıyafet serbestiyeti”ne ne diyeceklerini merak ediyorum.
Bakalım, darbeci baro olmakla ünlenen İstanbul Barosu’nun Başkanı Ümit Kocasakal ne diyecek?
“Çok güzel bir karar” diyerek, “Hemen uyguluyoruz” yaklaşımını mı gösterecek?
Yoksa, kırk dereden su getirip, “Acaba ne desek? Nasıl yapsak. Nasıl etsek” diye, konuyu yasakçı uygulama lehine gündemde tutmaya devam mı edecek!..
Ben baroların Danıştay kararına karşı alacakları tavrı düşünürken, Barolar Birliği’nden ilk açıklama geldi..
Meğerse, Danıştay’ın kararı, “AİHM ve Danıştay’ın emsal kararlarına aykırı” imiş!
Vay uyanıklar vay..
Bir defa, AİHM’in başörtülü avukatlarla ilgili tek kararı yok!. Resmen yalan söylüyorlar..
İkinci olarak, “Danıştay’ın emsal kararı” gerekçesi de hikâye..
Niye hikâye?
Çünkü Danıştay’ın önceki kararları “emsal” de, dün verdiği karar niye emsal değil?
Yasak lehine olanların altında, ayrıca “emsal” diye bir not mu var sanki?
Danıştay son kararı ile, “emsal kararları” değiştirmiş oldu..
İşte bu kadar..
Bundan sonra, sürün eşeğinizi Niğde’ye..
Görüyorsunuz değil mi!.
PKK’lı avukatlara sahip çıkanların.
DHKP-C’li avukatlara sahip çıkanların..
“Biz Baro’yuz. Avukatların haklarını korumaya mecburuz” diyenlerin..
Aslında avukatları değil, PKK’yı, DHKP-C’yi savunduklarını görüyorsunuz değil mi!.
PKK’lı avukatta, yargı “tutuklama” diyor, onlar “özgürlük” diyorlar.
Başörtülü avukatta ise, yargı “özgürlük” diyor, Baro “yasaklansın” diyor!