Evet, Gezi’cileri Anlamak Lazım!
Ahmet Varol – Yeni Akit
Evet, Gezi’cileri Anlamak Lazım!
Bir binanın çökertilmesi için yüz kişiye ihtiyaç olduğunu düşünün. Fakat bu yüz kişinin toplanması ve devreye sokulması için tek bir etken yeterli olmuyor. Örneğin bazıları ücretle yapar ama devreye sokulması istenenlerin yüzde doksandan fazlası paranın hatırına bunu yapacak kadar ihtiyaçlı değildir veya zaten kendini meşgul eden ve gelirini sağlayan başka meşguliyetleri var. Onları devreye sokmak için de başka etkenlerden yararlanılır. Böyle farklı etkenlerin devreye sokulmasıyla sayının tamamlanması mümkün olur.
Son Gezi Parkı olaylarında birbirinden çok farklı unsurların aynı alanda toplanması ve aynı hedefi vurmaları kafaları karıştırdı. Bazıları olayların arkasında CIA ve Mossad’ın olduğunu söylediler. Bazıları Batı’nın özellikle de iki Avrupa ülkesinin, Almanya ile Fransa’nın işleri organize ettiğini söylediler. Bazılarına göre ortalığı İran karıştırıyordu. Bazıları başbakanın suçlamalarını da dikkate alarak faiz lobisinin ortalığı karıştırdığını söylediler.
Olayların en çok dikkat çeken yönü ise çok farklı uçlarda duranların ortak noktada ve aynı alanda bir araya gelmesiydi. Bir tarafta bir başörtülü bayanı görünce suçluyu yakaladığını düşünen kalabalık o bayanı yerlere düşürüp üstünü pisletirken diğer tarafta bazı başörtülü hanımlar eylemlere destek verebiliyorlardı. Hatta normalde tesettürün hayatına uğramadığı bir bayan başına örtü geçirerek kendini müftü hanımı diye takdim edip yönetimdekilere ağır hakaretler savurmaktan büyük sevap beklentilerinin olduğu mesajı vermeye çalışıyordu. Bir tarafta eylemciler camiye kirli ayakkabılarıyla girip içinde bira şişelerini boşaltırken diğer yanda “üçüncü bin yılın reformcusu” olmaya aday bir zat eylemci cemaatin önüne geçip kendisinin normalde “ritüel” olarak nitelediği amelde imam oluyor ve kandil simidi dağıtıyordu.
Bütün bunları bir araya getiren etkenler aslında birbirinden çok farklıdır. Ama gayede birleşiyorlar. Gaye hepsinin işine yaradığı için böyle bir ittifak sağlanabiliyor. Bu gayeye yönelten etkenlerin her birinin ayrı ayrı devreye sokulması çabaları ise sayının tamamlanması içindi. Dolayısıyla perde arkasında söz konusu merkezlerin ve unsurların her birinin parmağının olması mümkündür. Faiz lobisi kârını katlamayı amaçlamıştır. ABD ve AB, kendileriyle pazarlık yapabilecek ve baskılara “hayır” diyebilecek bir Türkiye istemiyor. Uluslararası siyonizm, Mavi Marmara dosyasının Gazze pazarlığı yapılmadan kapatılmasını istiyor ve tabii Erdoğan’ın Gazze’yi ziyaret kararından da son derece rahatsız. İran ve Baas lobisi Suriye’deki direnişe ve bu ülkeden gelen mültecilere artık kapıların tamamen kapanmasını istiyor. Çünkü bütün desteklere rağmen Baas diktasının sultasını koruma gücünün zayıfladığının farkındalar. Ergenekon çetesinin arkasında duranlar, “asker göreve” çağrılarının yankı bulmadığını görünce adamlarını Silivri’den çıkarma konusunda kendilerine ümit ışığı verdiğini düşündükleri her seraba takılıyorlar.
Fakat söz konusu unsurları bir araya getiren ortak gayenin gerçekleştirilmesinin önlenmesi amacı da başkalarını bir araya getirdi. Kazlıçeşme’de toplanan kalabalığı bir araya getiren tek etkenin parti taraftarlığı olduğu söylenemez. Zaten bunu Başbakan da oradaki konuşmasında verdiği mesajlarla ortaya koydu. Gerçekte ise fitne projesinden rahatsız olan ve onlara fırsat verilmemesini isteyen kitlenin toplanan kalabalıktan çok daha fazla olduğu biliniyor.
Biz de Gezi Parkı’nı bahane ederek farklı hesaplarla ortalığı karıştıranları anlamak gerektiğini düşünüyoruz. Amaçları ağaç ve çevre değil. İyi ve olumlu amaçlarla meydana çıkanlar çirkin işlere ve kötü amaçlara alet olmazlar. Zaten iyi amaçlarının, kötü yönlere çekildiğini anlayanlar çoktan çekildiler.
Fakat kirli oyunlara âlet olanların da halkın duruşunu, tavrını anlamaları lazım. Halk, uluslararası güçlerin hesaplarına göre şekillenen planın uygulanmasına fırsat vermeyeceğini ortaya koydu. Dolayısıyla bu plan için devreye sokulanların boşa kürek çektiklerini ve halka maddi zarar verirken asıl kendilerini tükettiklerini anlamaları lazım.
Not: Bugün inşallah Fatih Camisi’nde Cuma namazından sonra, Suriye’de şehit edilen Özbek komutan Bahtiyar Mirzabey için gıyabi cenaze namazı kılınacak.