Hasbihal
Abdurrahman Dilipak – Yeni Akit
Hasbihal
İstanbul’da 39 ilçede 67 İmam Hatip okulu varmış.. 312 cıvarında da Kur’an kursu var.. İstanbul’da 3028 cami var.. Doğrusunu isterseniz, bu sayısal gerçekler karşısında Sultanahmet’teki Bayram namazında ulaşmamız gereken sayının çok altında kaldık.. 67.000 İmam Hatip talebesi var sadece, aileleri ile birlikte x5 deseniz 300.000’i geçer zaten. İlahiyat talebelerini, mezunlarını hesaba katmıyorum daha.. Kaldı ki, Müslümanlar bunlardan ibaret değil.
Diyelim bir kısmının imkanı yoktu. Bir kısmı sıla-i Rahim için İstanbul dışındaydı.. Potansiyel olarak bırakın mezunları, öğrenciler o meydanı doldurmalıydılar.. Ama gelmediler. Çünki çoğunun haberleri olmadı. Birileri de hep bir yerlerden işaret beklediler. Cami imamları, dernekleri bu daveti duyurmadı çoğu yerde, bir kısmı ise, “Sultanahmet’te bayram sabahı, isteyenlerin katılabilecekleri bir etkinlik” şeklinde duyurdu..
3028 cami demek, bir o kadar cami derneği demek.. Cami cemaatı deseniz, Kadir geceleri bu sayı 5 milyonu buluyor.. Kadın ve çocukları da hesaba katarsanız 7-8 milyonluk potansiyel bir kitleden söz ediyoruz..
Son 3 günde sosyal media ile biraz birkaç kuruluşun gayreti ile oluştu o cemaat. Caminin içine sıkışıp kalsa idik, bana göre başarısız olmuş olurduk. Çok şükür, bu ilk toplu Bayram namazında Sultanahmet meydanından Ayasofya’ya doğru büyük bir cemaat caminin dışına taştı.
Aslında binlerce hanım, Sultanahmet’in Batı kapısından taraftaki sağır alana sıkışıp kaldı, onların da Doğu kapısı tarafında olmasını düşünmüştük. Ama o büyük hanım topluluğu görülmedi..
Niye bilmem, herkes içeri girmeye çalıştı. Keşke imam da seccadesini meydana serseydi. İçerisi tıkış tıkış doldu. Ben çok erken geldim, cami doldukça dışarıya doğru kaydım ve elhamdülillah meydanda kıldım.. Bu arada Diyanet İşleri Başkanı’nın hutbesi güzeldi. Kendilerine teşekkür ediyorum.
Daha birçok kişi de ulaşım yetersizliğinden yolda namazını eda etmek zorunda kaldı.
Özür borçluyum, simültane ve işaret dili ile tercüme konusunda yetersiz kaldık.. Engelli kardeşlerimizi bir yerde toplayamadık..
Namaz bitti, çoğu kişi hutbeyi, duayı beklemeden kalktı.. Yok kardeşlerim hutbe namazdandır.. Hem hemen gitmeyecektik. Bayramlaşacaktık.. Hediyeleşecektik. Bazı firmalar ve kuruluşlar gönüllü ekipler oluşturmuşlar, ikramda bulundular. Bu projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen STK’larımıza, Diyanet’e, Aile Bakanlığına ve belediyelerimize teşekkür ediyorum. Bu arada çok şükür hiçbir olumsuz olay olmadı.. Bu çok önemli.. Ne sağlık sorunu yaşandı, ne de bir tatsızlık..
Sadece bayramlaşma için meydanda Özgürder kaldı.. En son meydanı onlar terk etti. İHH da ayrı bir çaba sergiledi bu konuda.. Kendilerine teşekkür ediyorum. Namaz platformu zaten başından beri bu işin ev sahibi konumundaydı..
Bazı cemaat, kanaat önderleri, tarikatlar nedense açık bir destek vermediler. Kimi “Diyanet var” diye gelmedi, “kimi Diyanet’in desteklediğine dair bir işaret” almadıklarını söylediler.. Kiminin kendine göre birtakım bahaneleri vardı. Dediğim gibi sadece cami derneklerinin aktif katılımı ile bir Sirkeci’ye, Beyazıt’a doğru uzanabilir.
Çevre illerden gelenler vardı aramızda, İstanbul’da yaşayan ya da turist olarak burada bulunan insanlar da katıldılar aramıza.. Bu konuda canlı yayın araçları ve yayınları ile destek veren duyarlı mediaya da teşekkür etmemiz gerek..
Bu gerçekler karşısında imamı cemaata, cemaatı imama şikayet ediyorum.. Müritleri şeyhlere, şeyhleri de müritlere.. Allah’ın ve Resulü’nün daveti için niye bir başka işaret bekliyorsunuz ki! “Onlar sözü dinler, doğrusuna tabi olurlar” denmedi mi bize.. “Birr” ve “takva” için yardımlaşma ve dinimizi Allah’a has kılmak zorundayız.. Bizi buna yaklaştıran herkes ve her yer bizimdir, bizi bundan uzaklaştıran her yer ve herkes bizim dışımızdadır.. Çünki, biz Müslümanlardanız! Aramızda işlerimiz istişare ve şûra ile olmalı. Ama bir iletişim kopukluğu var. “Tearüf” sorunumuz var.. Yeni, batılı tabirle oryantasyon, optimizasyon, senkranizasyon sorunumuz.. Bir “vezin” tutturamıyoruz. Ahenk, uyum, ritim, tempo, denge sorunumuz var.. Kıt kaynaklarımızı bu anlamda etkin ve verimli kullanamıyoruz.. O zaman da berekete ulaşamıyoruz. Moda tabiri ile sinerji elde edemiyoruz.. Allah’ın yardımının bize ulaşmasını engelleyen bir dağınıklık, bilgisizlik ve hikmet yokluğu girdabından kurtulamıyoruz.. Tefrika hali devam ediyor. Vahdet’i gerçekleştiremiyoruz.. Biz kendimizi değiştirmeden, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek..
Beklerdim ki, bayram öncesi ve bayram sırasında birileri gelsin “Biz şuradan, şu vakıftan, şu cami derneğinden geliyoruz, bize düşen bir görev var mı” desin.. Sadece istemeyelim, almayalım, verelim de. Asıl bereket ve ihsan oradadır..
Bu sonuç kötü bir sonuç değil, her türlü acemiliğe ve eksikliğe rağmen güzeldi.. Bir sonraki daha güzel olacak inşallah.. Ben bu işin merkezindeki kişi değilim. Ama orada bir hizmetkardım. Daha fazla bir şeyler yapabilirdim. Her türlü eksiklik için benden kaynaklanan ihmallerden dolayı kardeşlerimden özür diliyorum.. Herkes de kendi eksik, ihmal ve yanlışı için kendi nefsini hesaba çeksin. Bir sonrası için daha çok çalışalım inşallah.. Bu gelenek sadece İstanbul’da devam etmemeli. Tüm il ve ilçelere yayılmalı, dalga dalga ve yeniden sahra mescidleri / musallalar inşa etmeliyiz. Belki bunların ilki “Harem” olmalı. “Sürre alayları”nı hatırlatan Kabe’ye yolculuk için törenler yapmalıyız.. “Amin alayları” düzenlemeliyiz, dilerim Çamlıca Cuma Camisi ile birlikte Harem’i de Sahra Mescidi (Musalla) ve Gezi Parkı için düşünülenin farklı bir versiyonu olarak, içinde kütüphaneler, sergi ve konferans salonları, hizmet birimleri olan “İslam Medeniyetleri Kültür Parkı” olarak açarız
Affetmek, kardeşleşmek, merhamet duygularımızı güçlendirmek için. Ben sizdenim ve sizleri çok seviyorum. Dua edin, dua edelim de Peygamber sancağı etrafında buluşalım..
Sevdiğimizin bir yanlışını gördüğümüzde eleştirebilelim, eleştirdiğimiz birinin bir iyiliğini de gizlemeyelim.. Affedelim ve kişilerin ahvali şahsiyesine ait (gizledikleri) yanlışlarını ise (Başkalarına zarar vermemesi halinde) setredelim.. Bir başka bayramda buluşmak dileğiyle.. Selâm ve dua ile..