Kan Akmamasından Rahatsız Olan Embedded Gazeteciler

Defalarca söyledik. Medyadaki kan simsarları tasfiye edilmeden, bu ülkeye huzur gelmez.

Eleştirilerimiz biraz ağır bulunuyor: “Ne yani, kan akmasını isteyen gazeteciler mi var” diye sorular soruluyor..
Evet, maalesef kan akmasını isteyen gazeteciler var.
En azından, kan akmasından hiçbir üzüntü duymayan, kendi durduğu tarafın siyasi çıkarı için, kan akmasına sempati ile bakan gazeteciler var..
Somut örnek vereyim..
Yıllarca derin gazetecilik yapmış Saygı Öztürk isimli bir adam var.
Bırakın 28 Şubat sürecini.. AK Parti’nin hükümet olduğu dönemde dahi, darbeci generallerle iş bitiren, onların her konuşmasını alıp “büyük bir söz”müş gibi allayıp, pullayıp kamuoyuna sunan bir adam.
Şimdi de boş durmuyor..
PKK çekiliyor, kan akmasının önüne geçiliyor ya..
Rahatsız olmuş beyefendi..
Çıkıp da “PKK niye çekiliyor? Kalsaydı.. Biraz daha asker şehit etseydi” diyecek hali yok ya..
Ne yapıyor?
“İki efsane komando tugayı, Güneydoğu’ya gönderilmedi” diye başlık atıp, devam ediyor: “Bolu Dağ ve Komando ile Kayseri Tugayı, her yıl Şırnak ve Diyarbakır’a gidip terörist avlardı. Ama bu sene görev verilmedi. Bu da Apo’nun isteği olabilir.”
Ahlaksızlığa bakın..
Şehit ve gazi ailelerini kışkırtmaya bakın..
Bu utanmaz adama sorsak..
O efsane tugayın askerlerine sözüm yok da..
Bu ahlaksız kışkırtmayı yapan adama sorsak: “O efsane komando tugayından, bugüne kadar kaç şehidimiz var, biliyor musun?” diye, cevap verebilir mi acaba?
Kendisine bu bilgiyi veren akıl hocalarından da yardım alabilir..
Söylesin, “efsane tugay” ne yapmıştı, bugüne kadar?
Sanki kuş avlar gibi, terörist avlıyormış, gittikleri yerde anında teröristler toz oluyormuş, toz olmayanlar da bulut oluyorlarmış, güvenlik de böylece tesis ediliyormuş da..
“Güvenlik olmasın.. Teröristler rahatçacık karakol bassın.. Askerlerimizi kolaycacık şehit etsinler” diye, bu efsane tugay bölgeye yollanmamış gibi hava veriyor, darbecilerin embedded gazetecisi..
Gerçekler ortada..
30 yıldır, bu terör örgütüne hakimiyet sağlanamamış.. Milyar dolarlık bütçelere rağmen.. 800 bin kişilik ordu gücüne rağmen..
3-5 bin kişilik terörist grup, her ay asgari 20-30 güvenlik görevlimizi şehit etmiş..
Böylesi bir süreçten geliyoruz.
Efsane tugayın da görev yaptığı dönemin gerçekleri bunlar..
Şimdi ne olmuş?
Devlet ağırlığını koymuş.. Teröristlere amansız baskınlar düzenlemiş. Kararlılığı gören terör örgütü de, saldırılarına ara vermek zorunda kalmış..
Şu an itibari ile, 4 aydır, kaza dışında güvenlik görevlimiz şehit edilmiyor (Allah’a şükürler olsun)..
Bundan herkesin sevinç duyması gerekmez mi?
Efsane tugayımızın mensupları da, “Bize iş düşmüyor. Ne güzel. Canımızı riske atmadan; biz bölgede olsaydık nasıl güvenlik sağlanacak idiyse, o güvenlik kendiliğinden sağlanmış durumda.. Elhamdülillah” derken..
Bu kışkırtıcı embedded gazeteci, rahatsızlığını açık ediyor..
Efsane tugay Güneydoğu’ya gitseydi, bir sürü riskle sağlanacak olan huzur ortamı, kendiliğinden sağlanmış, darbeci kafa yine rahatsızlığını dile getiriyor.
“Niye Diyarbakır’da görev verilmemiş” miş.
Verilse ne olur, verilmese ne olur?
O görev verilse ve  binlerce askerimiz, bölgeye gitse, ne olacak?
Bir sürü aktivite. Bir sürü malzeme nakli. Bir sürü kaza ihtimali.. Bir sürü saldırı ihtimali.. Bir sürü provokasyon amaçlı eylem riski..
Bunları mı arzuluyor, embedded gazeteci?
Amaç bölgede güvenlik ve huzur değil mi?
O da şu an var olduğuna göre, ne istiyorsun, darbeci adam!
Aynı kafa, o kadar utanmazca ifadeler kullanıyor ki, “terörle mücadelenin rafa kaldırıldığı” yorumunu bile yapabiliyor.
Hiç düşünmüyor: “Terörle mücadelenin raf kaldırıldığı dönemde bölgede huzur var ise.. Bayramlarda Türk bayrakları, bölgede yıllardır hiçbir yere asılmadığı halde artık asılmaya başlanmış ise.. İnsanlar düne göre çok daha güvenli bir şekilde hayatlarını idame ettiriyorlar ise.. Askerlerimiz, polislerimiz hain saldırılarla can vermiyorlarsa.. Bu nasıl ‘terörle mücadelenin rafa kaldırılma’ dönemi?”
Ortada terör kalmamış ki, terörle mücadele de rafa kalksın..
Değil mi, embedded gazeteci!