Kurban Kebap Bayramı Değildir
Kurban kebap bayramı değildir
Bayramları bayram yapan içindeki mana ve ruhtur. Yoksa zaman açısından sair günler gibi 24 saatten ibarettir. Bu manevi değerlerinin asıl kaynağı elbette Allah (cc) ın insana bir lütfu ve Resulullah (sav) ın müjdesi olmasıdır.
Ancak bayramların gerçek manada bayram olması ve ihtiva ettiği fayda ve hikmetlerin gerçekleşmesi bizlerin icraatlarıyla olacaktır. Eğer bayramların isimlerinden başlayarak kendilerini de değiştirme operasyonuna alet olup, “ramazan bayramı” yerine “şeker bayramı” “kurban bayramı” yerine de “kebap bayramı” isimlerini kullanır ve bayramları tatil yapma, gezip-tozma, eğlenme… Ramazan bayramında şeker, çikolata yeme, kurban bayramında da mangal sefası sürme ve eğlence yerlerinde kurt dökme partileri olarak değerlendirirsek feci bir cinayet işlemiş ve sosyal barış, yardımlaşma ve dayanışmanın iki büyük kalesini kendi ellerimizle yıkmış oluruz.
Şunu bilelim ki; Bir millet parası, silahları, teknolojisi ve nüfus kalabalığıyla değil manevi değerleriyle güçlüdür. Bu manevi değerler din, iman, sılayı rahim )akrabalık bağları(, komşuluk, arkadaşlık, aile vb. kurumlardır. Bir toplumda bu değerler ne denli güçlü, sıcak ve işler durumdaysa o toplum o kadar güçlüdür. Bir toplumda bu değerler zaafa uğramışsa o toplumda zayıftır. Eğer bir toplumda bu değerler yok olmuşsa o toplumun kendisi de er veya geç yok olmaya mahkûmdur. Hatta belki yok olmuşta farkında değildir. İşte bayramlar bu manevi değerleri ihya edip yaşatmak için büyük fırsatlardır.
Kurban bir enerji, bir aksiyon, bir ruh, bir şuurdur. Kurbanın tarihi insanlık kadar eskidir. İlk insan ve ilk peygamber Adem (as)’ ın oğulları Habil ve Kabil’in birer kurban adamaları, İbrahim (as) in oğlu İsmail’i Allah (cc) ın emriyle kurban etmeye teşebbüsü, Resûlullah (sav) ın dedesi Abdulmuttalip’in. Oğlu Abdullah’ı kurban adaması… Sonrasında fidye olarak kurban edilecek insan yerine kurbanlık koyun veya devenin fidye olması… Kısacası Allah (cc) mü’min kullarına her şeylerini, hatta ciğerparesi yavrusunu dahi mülkün sahibi Allah (cc) yoluna kurban etme şuurunu vermektedir.
Şu ayetleri tefekkür edelim.
“Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla.”Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik. Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim (as) ona, Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi. Nihayet her ikisi de (Allah’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: Ey İbrahim! Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır.” Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. İbrahim’e selâm olsun. İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o mü’min kullarımızdandı.” Saffat 37/100-111
İbrahim (as) ailesi altmışından sonra (bazı rivayetlere göre yüz yaşında) bir çocuk sahibi olmuşken, Allah (cc) imtihan için 10-12 yaşına gelince İsmail’i kurban etmesini İbrahim (as) e emretti. O da çocuğuna bunu teklif edince İsmail tereddütsüz kabul etti. Anne Hacer
de, onca yaşından sonra sahip olduğu biricik yavrusunun kurban edilmesine asla itiraz etmedi.
İşte örnek aile; baba, çocuğunu Allah (cc) yolunda kurban edecek kadar vefakar. Anne yıllardır bekledikten sonra sahip olduğu tek çocuğunun Allah (cc) yolunda kurban edilmesini kabullenecek kadar Allah (cc) a teslim. Evlat da tereddütsüz bunu kabul edecek kadar şuurlu.
Şu halde kurban biz bütün aile bireylerine bu ruh ve şuuru vermeli. Babalar için örnek, İbrahim (as) anneler için Hacer, evlatlar için İsmail (as) olmalıdır.
Kurban kesmeden önce Resûlullah (sav) ın okumamızı tavsiye ettiği ayet de tam bu ruhu aşılıyor. “Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, hayatım da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am 6/162) yani benim her şeyim Allah (cc) ındır. Zira beni ve sahip olduğum her şeyi o verdi. Dolayısıyla kurban ne ki, şayet Rabbimin davası uğruna sahip olduğum her şey hatta hayatım dahi gerekse feda etmeye hazırım.
Kurbandan dersler
* Allah (cc) a pazarlıksız teslimiyet.
* Allah (cc) yolunda en ileri derecede fedakarlığın sözleşmesi.
* Resûlullah (sav) İbrahim (as) ve nice peygamberlerin sünnetini ihya ve emirlerine inkiyad.
* Sılay-ı rahm/akrabalık ilişkilerini ihya edip geliştirme.
* Komşuluğu diriltip pekiştirme.
* Aile bireyleri arasında sevgi ve muhabbetin sürekliliğini sağlama.
* Zengin, fakir arası muhabbet ve kaynaşma vesilesi.
* Sosyal barış yardımlaşma ve dayanışmaya katkı.
* İslami örf ve âdet birliğine katkı ümmet bilincini ihya.
Bayramın bayram olarak etkisini göstermesi ve yukarda ki derslerin gerçekleşmesi, biz mü’minlerin bayramları hakkıyla idrak edip gereğini yapmamızla mümkün. Bayramlarımız bayram, kurbanlarımız kurban olması dileğiyle… Selam… Dua… mozkilinc@hotmail.com