Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak – Yeni Akit

Mütrefin!

 

Çoğu kişi zengin olmak, uzun yaşamak, meşhur olmak ister nedense. Bazan bunlar dua ile istenen belaya dönüşür.. Gelin biz hayırlı bir ömür, hayırlı bir ölüm dileyelim..

Haram katılmış mal, saadet vesilesi olmaz. Sadece bu dünyasını berbat etmez insanın, ahireti de berbat olur.. Şimdi gençlere bakıyorum da, geçen gün de yazmıştım, bir makam istiyor. Yani yakışıklı bir kartviziti olsun, orada unvanını yazsın. İyi para kazansın ve keyf alacağı, kendini heyecanlandıran, adrenalini yükselten işler yapsın. Onu tanısınlar!. Kariyer filan, hepsi bu 3 şey için, makam, para ve keyf! “Mütrefin” takımının hayatı bu şeytan üçgeninin içine hapsolmuş gibidir.. “Bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız” der resul!
Mütrefin denilen topluluk, zenginliği ile şımarmış, israf, zevk ve sefa içinde yüzen, refah peşinde koşan, malının çokluğu ile övünenlerdir..
Ayette mealen şöyle denir: “Sizden önceki nesillerden akıllı kimselerin, yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan menetmeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından, ancak kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine düşüp şımardılar ve suç işleyenler olup çıktılar” Hûd: 11/116… “Biz hangi ülkeye uyarıcı gönderdikse mutlaka oranın varlıkla şımarmış kimseleri: ‘Biz, sizin gönderildiğiniz şeyi inkâr ediyoruz’ dediler. Ve dediler ki: ‘Biz malca ve evlatça daha çoğuz, biz azaba uğratılacak değiliz’. De ki: ‘Rabb’im, dilediğine rızkı yayar ve kısar; fakat insanların çoğu bilmezler” Sebe: 34/34-36.. Allah hiçbir beldeye peygamber göndermemiştir ki, lider durumundaki makam ve servet sahibi mütrefler onları yalanlamasın.  (Tefsîr-i İbn-i Kesîr, c.3, s.540)
Bunlar midelerini haramla doldurduktan sonra, şehvete dalar, malayani işlerle meşgul olur, cemaattan uzaklaşır, yoksulu horlarlar.. Kibre dalarlar.. İnananları görünce, biz de inandık derler, ötekilerle baş başa kaldıklarında ‘bizi onlara benzetme, onları idare ediyoruz’ derler.. ‘Yeryüzünde bozgunluk yapmayın’ derseniz onlara, ‘biz ıslah edicileriz’ derler.. Oysa gerçek bozguncular onların ta kendileridir.. Gün gelir, nasıl bir anda zengin oldularsa, yarın bu servetleri geldiği gibi gidebilir de “biz onları, biçilmiş (ekin gibi) yaptık, sönüp gittiler” Enbiyâ: 21/11-15’de.. Biçilirsiniz ve kimse yardımınıza da koşmaz..
Unutmayın, Allah (cc) bizleri mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.. Eğer Allah’ın ipini bırakırsanız, O da sizin ipinizi bırakır.. O zaman o servetiniz sizin için “dua ile istenen bela”ya dönüşür! Gelin işi ehline verelim. İhaleyi hakeden alsın. Hemşehricilik, din, mezhep, tarikat milliyetçiliği yapmayalım! Partizanlık yapmayalım!
Kavimlerin helaki ile ilgili ilahi işaretlere bakarsanız, görürsünüz ki, (İsra 16) da belirtildiği üzere, Allah (cc) bir ülkeyi helak etmek istediğinde onun servet ve iktidar sahiplerine içlerindekini dışa vuracak bir imkan ve vesile hazırlar. Onlara ilahi emre uymayı emreder. Onlar da o kapıdan geçip fıska saparlar. Böylece o ülke helakı hakeder ve Allah o ülke ve halkını darmadağın eder.. O zaman bizim şöyle dememiz gerekir: “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım.”
Bunlar kimler derseniz, bunlar harama el uzatanlar, hile yapanlar, rüşvetle helala haram katanlar, ihaleye fesat karıştıranlardır.. Bizim geleneğimizde, kamu malı “yetim malı” sayılmıştır. Kur’an-ı Kerim “vay o namaz kılanlara ki, onlar yetimin hakkını yerler” diye bir kısım insanları azarlar..
Bu iktidar döneminde zengin olan birtakım insanlar, sahib oldukları, kazandıkları paraları nasıl kazandılar ve nerede harcıyorlar bakmak gerek.. Bunlar kazandıkları paraları, kendilerine haklı ya da haksız şekilde kazandıranlardan daha çok seviyor olabilirler ve yarın servetlerini korumak için kendine bu imkanı sağlayanların aleyhine, başkaları ile işbirliği yapabilirler.
Mukaddeslerine ihanet edenler kime ihanet etmez ki! Polisin, şunun bunun telefonlarımızı dinlemesinden korkuyor, ama Allah’ın kiramen katibin melekleri ile bizleri izlediklerini pek hesaba katmıyoruz sanki!
Taksim/Gezi olayından sonra bizim zenginlerin haline bakıyorum? Sahi bunlar neye, kime sponsor oluyorlar. Kazandıkları paraları nerede harcıyorlar.. Çocukları eşleri nerede ne iş yapıyorlar.. Oysa bu iktidara ulaşmak için insanlar ne dualar ettiler, ne gözyaşları döktü, ne çilelere katlandılar.. Eğer birileri bu manevi mirasa ihanet ederse, Allah onlardan bunun hesabını sorar. Şimdi kendilerine fırsat verilmiş olması da hayırlarına değildir aslında. Ahiret yurdunun servetini dünyada tüketmektedirler.. Hangi Müslümanın hangi derdine derman oldunuz, hangi medeniyet probleminin çözümü için çaba gösterdiniz? Hani mallarımız, canlarımız, sevdiklerimiz Allah yolunda feda olacaktı! Yüksek duvarlarla çevrili konsept evlere çekildiler, camilerini bile değiştirdiler artık bir kısmı.. Yeni dostlar edindiler.
Korkarım bunlar, AK Parti iktidarı döneminde zengin olan kimileri, yarın mamaları kesildiğinde hemen saf değiştirirler.. Hep daha fazlasını isteyeceklerdir.. Seciyesi bozuk insanlara makam ve servet verirseniz, onu size karşı kullanır.. Onun için “zalimlere yardım etmeyin, ateş size de dokunur” denmiştir.. Bunlar hem başkalarına, hem kendi nefislerine zulmetmektedirler..
İnsanların servetlerini nasıl kazanıp, nerede harcadıklarına bakmak gerek.. Birilerinin para peşinde hangi vadilere sürüklendiğini, zaafları uğruna nerelere savrulduğunu görmek gerek..
Sermaye bu süreçte iyi sınav vermedi. Çocuklarını pahalı okullara göndererek, lüks semtlerde oturarak geleceklerini garanti altına aldıklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar.. Sanki biz media olarak iyi bir sınav mı verdik, ya da STK’lar ya da kanaat önderleri.. İtiraf edelim savrulduk!
Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Yeryüzünün bütün açları ümmetin yetimidir.. Biz talep ya da şikayet makamında değiliz, çözüm makamındayız. Ama bu iş böyle gitmez. Topyekûn bir toparlanmaya ihtiyacımız var. “İnni küntü minezaalimin” diye başlayın işe isterseniz, Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeyecek olursak, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir. Selâm ve dua ile..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir