Siyonist İşgalcinin Darbesi

0

Ahmet Varol – Yeni Akit

Siyonist İşgalcinin Darbesi

 

Mısır’da halkın seçtiği cumhurbaşkanına karşı gerçekleştirilen askerî darbenin gerçekte yerli olmadığı, uluslararası boyutlu olduğu ve sadece Mısır’da değil tüm İslâm âleminde İslâmi hareketin önünü kesmeyi amaçladığı gelişmelerle birlikte netlik kazanıyor. Bunun uluslararası emperyalizmle ve bölgedeki dikta rejimleriyle bağlantısına daha önceki yazılarımızda değişik yönlerden temas ettik. Fakat dikkatten uzak tutulmaması gereken önemli bir yanı siyonist işgalle bağlantılarıdır. Bu bağlantılarına baktığımızda işgalcilerin kumanda ettiği bir darbe olduğunu söylememiz bile mümkündür.
Darbenin dikkat çeken ilk uygulamaları Gazze’ye yüklenmesi, bu bölgeye uygulanan ambargonun yeniden etkili hale getirilmesi için Sina bölgesindeki karışıklıkların bahane edilerek geçiş kapılarının tamamen kapatılması oldu. Oysa gerçekte Sina’daki aşiretlerin cuntaya tepki göstermelerinden kaynaklanan karışıklıklar geçiş kapılarını etkileyecek nitelikte değildi. Üstelik cunta sadece normal geçiş kapılarını kapatmakla yetinmeyerek zorunlu ihtiyaç maddelerinin geçirilmesinde kullanılan tünelleri bile teker teker kapatmaya başladı. Kullanılan gerekçenin bu tünellerle hiçbir ilgisinin olmayacağı ortadadır. Fakat darbenin amaçlarından biri ve belki de başta geleni zaten siyonist işgalin Gazze’ye uyguladığı ambargonun yeniden başlangıç merhalesindeki gibi etkin hale getirilmesiydi.
Gazze için hayat damarları görevi gören tünellerin kapatılması ise bölgedeki şartların bir anda Hüsni Mübarek dönemindekinden daha kötü bir duruma gelmesine neden oldu. Dolayısıyla askerî cunta Mısır’da halkın siyasi iradesine ve tercihine darbe vururken Gazze’de günlük hayata ağır darbe vurdu.
Bölgedeki dikta rejimleri Mursi döneminde kestikleri petrolü, askerî cuntanın bileğini güçlendirmek ve önünü açmak amacıyla onun yönetime el koymasından sonra gemiler dolusu ve üstelik karşılıksız bir şekilde gönderdikleri için Mısır’da benzin kuyrukları bir anda son bulurken Gazze’de elektrik üreten santralleri çalıştıran mazotun nakli derhal durdurulduğu için yeniden günün sadece belli saatlerinde elektriğin verilebileceği kesintili günlere dönüleceğinin sinyalleri alınıyor.
Katar’ın ve İslâm Kalkınma Bankası’nın desteğiyle Gazze’de altyapı hizmetlerinin geliştirilmesi amacıyla başlatılan ve belediyelerin yürüttüğü projeler Sisi cuntasının siyonist ablukayı katı bir şekilde uygulaması nedeniyle neredeyse tamamen durdu. Gazze’deki hükûmetin Yerel Yönetimler Bakanı Dr. Muhammed el-Ferra’nın yaptığı açıklamaya göre projelerde kullanılan ihtiyaç maddelerinin geçişinin cunta döneminde tamamen durdurulması sebebiyle söz konusu altyapı hizmetleri projelerinin yüzde doksanı tamamen durdu. Siyonist işgalin bu projelerden, Katar’ın ve İslâm Kalkınma Bankası’nın yardımlarından rahatsız olduğu ancak Kasım 2012’de kabul etmek zorunda kaldığı ateşkes anlaşması gereği itiraz edemediği biliniyordu. Siyonist işgalin bile engel olamadığına bugün Abdulfettah Sisi cuntası engel olduğundan Gazze’deki altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi ve yeni meskenler inşa edilmesi amacıyla başlatılan projeler durduruldu.
Askerî darbe öncesinde Mısır’a geçmiş yahut bu ülkede ikamet etmek zorunda olan Filistinlilere yönelik olarak da çeşitli eziyetler başlatıldı. Herhangi bir yasal gerekçe söz konusu olmaksızın sırf Filistinli olmalarından dolayı tutuklanıp sorgulamaya alınıyorlar. Bazı Filistinli yolcuların beş gün boyunca Kahire hava alanında bekletildiği bildirildi.
Rafah sınır kapısında ise aynen Hüsni Mübarek dönemindeki gibi “açtık – açıyoruz – bekleyin” eziyetleri başladı. Mübarek döneminde kapı kapatılıyor; insanlar, tedavi, öğrenim ve iş gibi zorunlu ihtiyaçlar için geçiş müracaatı yapıyorlardı. Bazen “kapı şu saatte açılacak” diye duyuru yapılıyordu. İnsanlar açıklanan saatte kapı önünde uzun kuyruklar oluştururken, Mübarek’in adamları sırf eziyet amacıyla geçiş işlemlerini saatlerce erteliyor, sonra sadece birkaç yüz kişinin geçebileceği kadar açıyor ardından keyfi bir şekilde tekrar kapatarak eziyeti sürdürüyorlardı. Aynı eziyet politikasını bugün cuntanın da başlatması dikkat çekiyor.
Bütün bu uygulamaları görünce darbenin aslında siyonist işgal adına yapıldığını söylemek mümkündür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir