‘T Nokta C Nokta’ Yazdık mı Hastalar İyileşir O Dakka!
Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
‘t nokta c nokta’ yazdık mı hastalar iyileşir o dakka!
İçeri girerken, kapının üzerindeki tabelada “t nokta c nokta” yazsın, yeter.. Gerisi hiç önemli değil. Bizim vatandaşımız için önemli olan, “t nokta c nokta”dır.. Gerisi boş. “t nokta c nokta”yı görünce, doktora bile ihtiyaç kalmaz, kendiliğinden iyileşiverir hastalarımız.. Doktor bey, “Biraz bekle dedik ya!” demiş.. “Acil ise acil.. Benim telefonum da acil. Ne yapalım” mı demiş!..
Hiç önemli değil.. Saatlerce de bekler, haftalarca da; hastamız.. Yeter ki; kapının üzerinde, “t nokta c nokta” yazsın.. Ah neydi o güzel günler! Evinin hemen yakınındaki hastaneye gider gariban vatandaşımız. En yakın hastane o ya.. Ne bilsin, hastaneler arasında fark olduğunu. Hastalanmış, acilen giderdi en yakın hastaneye..
Sorardı kapıdaki görevli, “Nereye bağlısın?” Hastanın kendisi konuşacak halde değildir de.. Yanındaki diyecek olsa, “Biz hayvan mıyız, ne demek nereye bağlısın?..” Hasta yakını demezler, onu da hastanelik eder, gönderirlerdi bir başka hastaneye..
Unuttunuz değil mi?.. Niçin soruluyordu, “Nereye bağlısın?” diye.. Yani demek istiyordu ki, “Memur musun.. İşçi mi? Emekli misin, çalışan mı?” Hepsi ayrı ayrı statülerdi, bunlar.. Statüne göre, görevlimiz sizi yönlendirirdi, bir başka “t nokta c nokta” yazılı tabelanın olduğu hastaneye..
O hastanenin ne farkı varmış evvelkinden? Ne farkı olacak, birisi “Devlet Hastanesi” diğeri “Sosyal Sigortalar Hastanesi”! Haa o mesele.. Bakmayın siz, “Haa o mesele” dediğimize. Anladığımızdan değil.. Anlar gibi görünüp, “cahil durumuna düşmemek” içindir, “Haa o mesele” tepkisi..
Yoksa, o hastanede de doktorlar var, bunda da.. O da hastaya bakıyor, bu da.. O doktor da memur, bu doktor da memur.. Ve en önemlisi, onun da kapısında “t nokta c nokta” yazıyor, bunun da..
Peki niye birileri buna, diğerleri ona gidebiliyor? “Çok konuşuyorsun ama sen!” Haydi diyelim; çok eski yıllarda, böyle düzenlenmiş hastanelerin yapısı.. Gelmişiz 2000’li yıllara..
Bundan sonrasında bari, bu hastaneler tek çatı altında toplansa, olmaz mı? Olur mu öyle şey beyim? Bu işe, en başka sağlıkçılar karşı çıkar. Şimdilerde, “t nokta c nokta kaldırılıyor” diye istemezükçüler var ya.. En başta onlar karşı çıkarlar hastanelerin birleşterilmesine. Çıktılar da, zaten..
“Hastaneler özelleşiyor” dediler.. Devam ettiler, “Bakmayın siz, ‘tek çatı altında topluyoruz’ hikâyelerine..
Tek çatı altında topluyoruz derken, çaktırmadan hastaneleri kapatacaklar.. Güzel yerlerdekileri de, özelleştirecekler..” Ne oldu? Hastaneler, o çok bilmişlerin dedikleri gibi ona-buna peşkeş mi çekildi? Var mı bir tane peşkeş çekilen hastane? “Peşkeş çekilmedi de ne oldu?” diye yine itiraz edeceker. “Keşke eski sistem olsaydı” diyecekler. Utanma yoktur, bunlarda çünkü! Sorsanız, “Neyini özlüyorsunuz eski sistemin?” diye..
“Devlet hastanesine gidebilenin, SSK hastanesine gidememesini. SSK hastanesine gidebilenin, devlet hastanesine gidememesini mi? Yoksa eski dönemin eczanelerini mi?” diye sorsanız.. Hiç yüzleri kızarmaz bunların, “Biz ‘t nokta c nokta’yı isteriz” der, başka şey demezler..
Sabah eczane sırasına girip, akşam saat 16.00’da ilacını alıp eve giderlerse, kendilerini şanslı kabul ettikleri günleri özlerler.. “t nokta c nokta” yazsın tabelada.. Gerisi hiç önemli değil, derler.. Doğru ya; sabah da sıraya girsen, akşama da ilacını alsan, ne güzel günlerdi o günler..
Çünkü kapının üzerinde, “t nokta c nokta” yazıyordu.. Sıraya girerken, tabelada “t nokta c nokta”yı gördüğümüz an, işte o an, tüm ağrılarımız diniveriyordu zaten.. İlaca gerek bile kalmıyordu..
Değil mi, “t nokta c nokta”cılar! Ne güzel günlerdi, o günler.. Ah, ah! Neyse, Sağlık Bakanı, “t nokta c nokta”yı tekrar tabelalara koydurma kararı almış! Doğrusunu yapmış.. Bakın “t nokta c nokta” yazılınca, kaç tane doktora ihtiyaç kalmayacak artık..
Hatta, hastanelere bile gerek kalmayacak. Her yer “t nokta c nokta” tabelası ile donatılacak.. Sağlıkta her şey çözümlenmiş olacak!
