‘Tankları Yürütenler’ Cezaevinde ‘Alkışlayanlar’ Niye Köşklerde?
![Ali Karahasanoglu](http://www.manset27.com/wp-content/uploads/2012/10/Ali-Karahasanoglu.jpg)
Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit
‘Tankları yürütenler’ cezaevinde ‘alkışlayanlar’ niye köşklerde?
28 Şubat’ta, Sincan’da tanklar yürüse, ama gazeteler hep birlikte, Akit’in attığı manşeti atsaydı, ne olurdu?
Hemen hatırlatalım, Akit’in manşetini:
“Sincan’ı değil Anayasa’yı çiğnediler!”
Düşünebiliyor musunuz, tüm gazetelerin böyle manşet atmasını..
Veya benzer bir manşet atılmasını..
Darbeciler, kaçacakları deliği 15 yıl sonra değil, hemen o an aramaya başlarlardı..
Haydi Akit benzeri böylesi cesur bir manşeti beklemeyelim, onlardan..
Sıradan bir başlık.. Mesela “Yanlış oldu” gibisinden..
Veya, “Gerek yoktu” benzeri bir başlık..
Bunların hiçbiri atılmadı.
Ya ne manşet attılar?
Aydın Doğan’ın Milliyet’inin başlığı: “Sincan manevrası iktidarı sarstı.”
Cumhuriyet’in başlığı: “Ordudan dört uyarı.. Sincan’da tanklı protesto..”
Yazarlardan birkaç örnek verelim..
Bugünlerde iktidara yakın durarak, durumu kurtarmaya çalışan Fatih Çekirge (Sabah): “Koman’dan Sincan yorumu: ‘Orada olsaydım, kendimi tutamazdım.’ Belki de orada olsa silahını çekecek. Ben böyle anlıyorum..”
Silahını çekip, adam vuracak olan Teoman Koman, şimdi hastalık numarası ile cezaevinden sıvışıyor..
Ama Fatih Çekirge’ye, yukardaki ifadelerin hesabını soran kimse yok..
Bugünlerde baba-oğul-torun ailecek demokrat havası estiren Çetin Altan (Sabah) şöyle yazıyor: “Vakit geçirmeden, DYP’nin koalisyondan ayrılması en sağlıklısı.”
Emrin olur ağam..
Tank yürüyecek. Ardından bu yazı yazılacak. Ve bunun hesabı sorulmayacak!
İnsana sorarlar: “Generallere bir kastınız mı var sizin?”
Milliyet’ten Melih Aşık mahalle baskısı yapmak için, insaflı bir televizyoncuyu yazısına konu ediyor:
“- Ordu darbe yapacak mı?
– Askerler durumdan rahatsız mı?
Bu soruları ortalık güllük gülistanlıkmış da ordu ‘hobi’ olarak darbe yapmayı düşünüyormuş havasında soran yıldız televizyoncuya, General’in bir an bunalıp şöyle demesi beklenmiyor değil. Mesela:
– Peki kardeşim sen rahat mısın? Sen bu memleketin vatandaşı değil misin? Gazete okumuyor musun? Adamlar ülkeyi adım adım şeriata götürüyor. Farkında değil misin? Askerler de elbette diğer vatandaşlar gibi demokrasinin ve anayasal düzenin geleceğinden endişeli. Sivil güçler demokrasiyi korumakta üzerlerine düşen görevi yapmıyor. Üstelik bazıları bu görevi askerlerden bekliyor. Sen gidip parti liderlerine: ‘Neden rahatsız değilsiniz?’ diye soracağına bize gelip ‘Rahatsız mısınız?’ diye soruyorsun. Sen niye rahatsız değilsin?”
Bugünlerde “Hrant.. Hrant..” diyerek başımızın etini yiyen, kendisini demokratların kralı gibi gösteren Aydın Engin (Cumhuriyet): “Beklemek, Türkiye’yi ‘Refah mı, darbe mi’ seçenekleri ile başbaşa bırakmak demek.”
Sıradan bir olaydan bahsediyormuş gibi “darbe”den bahsediyor, demokratımız.
“Meşru” gösteriyor.. “Olabilir yani” demeye getiriyor.. Tek kelime ile eleştiri, “Olamaz böyle bir şey” demek yok..
Bu manşetler, bu köşe yazıları kaleme alınınca..
Şimdi cezaevinde olan darbeciler de, kendilerinde bir güç hissettiler..
“Basın arkamızda.. Bizi destekliyor.. Bir Akit gazetesi karşı çıkıyor diye, yolumuzdan dönecek değiliz ya.. Biz bu hükümeti yıkarız.. Kimse bize bir şey yapamaz” düşüncesine kapıldılar..
Medyanın darbeci sivil uzantıları, apoletlilere destek vermeselerdi..
Tanklar, yürüdükleri ile kalacaktı..
Sabahtan akşama kadar tank yürüt..
“Klasik darbe” dediğimiz; “yönetime el koyma” gerçekleşmediği müddetçe, tank yürütmenin ciddi bir zararı olmaz ki..
Medya, darbecilere çanak tutmasaydı..Sivil irade süreç içinde gücünü gösterir, tank yürütmenin de hesabını, darbeci generallerden sorardı..
Ama tankların yürütülmesine, yukardaki başlıklarla medya destek verince..
Ardından DYP’li milletvekillerine gazete manşetlerinden şantajlar-tehditler yapılınca..
O milletvekilleri, birer-ikişer istifa edince..
Hükümet de, tankların yürütülmesi ile başlanan süreçte, medyanın desteği ile devrilmiş oldu..
Tek başına tankların yürütülmesi, hükümetin devrilmesini başaramadı..
Medya sayesinde, hedef gerçekleştirildi..
O halde tankları yürütenleri hesaba çekerken, bu illegal eylemi eleştirmeyen, hatta destekleyen medya organları ve yazarlarını da hesaba çekmek zorunlu..
Darbe girişiminde bulunan apoletliler cezaevinde de, onlara alkış tutanlar niye köşklerinde keyif çatıyorlar?
Kastımız, generaller miydi?
Yoksa, generali ile sivili ile, tüm darbeciler miydi?