Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak – Yeni Akit

Tanrıyı bir şeylere zorlamak

 

Hani birileri “Tanrıyı kıyamete zorlamaya çalışıyor” ya, birileri de “Tanrıyı iktidara, ya da başka şeylere zorlama” çabasında.. Biz bu denklemde, bu Şeytani oyunda yer alıyor olabilir miyiz?Her şey olacağına varır. Vadesi dolmadan hiçbir şey gerçekleşmez.. Allah (cc) bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir..Telaşınız, aceleniz ne öyle! Her topluluk layık olduğu gibi idare olunacak ve biz kendimizi değiştirmeden Allah (cc) bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek..

Allah (cc) servet ve iktidarı, halklar ve ülkeler arasında evirip çevirecektir. Bu hep böyle oldu. Böyle oluyor ve böyle olacak..
Her şey iyi gitse, siz kötü şeyler yapıyorsanız, veyl olsun size.. Her şey kötü gitse bile, eğer siz iyi şeyler yapıyorsanız, selam size! Hz. Ali zamanında Mekke’de doğup cehenneme gitmek, Stalin zamanında Moskova’da doğup cennete gitmek mümkün. Firavunun eşi Asiye annemiz cennete gidecek, ama Hz. İbrahim’in yeğeni Lut aleyhisselamın eşi cehenneme gidecek..
Ne çok kurgularımız var.. Dualarımız Allah’a tam bir teslimiyet ve O’nun rızası yönünde davranma sözü olması gerekirken ve bu anlamda “dualarımız olmasaydı ne değerimizin olduğu” sorgulanırken, dua diye haşa Allah’a akıl vermeye çalışmıyor muyuz?
Hani bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde hayır olabilirdi. Biz bilmezdik, Allah bilirdi. Her şey O’nun iradesi içindeydi hani! Hani biz sadece O’nun rızasına taliptik..
Şu kişi başımızda olmazsa biz ne yaparız! Şu şöyle olmaz ise biz yandık! Yok canım. Allah (cc) hiçbir şeye muhtaç değil, O kadiri mutlak”tır ve O, “ol” der ve o olur. O, yaratacağı şeyin sebebini de yaratır.. Dilerse kafirleri, hatta bukağılı şeytanları bile dinine hizmet ettirir..
O zaman ne gam! Suriye’nin geleceği ne olacak? Terör belası bitecek mi?
Ne bileyim ben. O imtihanımız bittiğinde o dert de bitecek..
Akacak kan damarda durmaz! Ölecek olanlar ölecek.. Tüm dünya bir araya gelse, eceli gelen birini yaşatamazsınız. Tüm dünya peşine düşse, yaşayacak birini öldüremezsiniz. Her şeyin bir vadesi/ eceli vardır..
Asıl soru/sorun şu: Ben gelişen/değişen dünya olayları karşısında görevimi doğru bir şekilde yapabiliyor muyum? Sonuç Allah’ın takdiri iledir.
Eğer siz Allah’ın indinde görevinizi yapıp yapmadığınızı merak ediyorsanız, sizi neyle meşgul ettiğine bakın!
Aslında herkes, yaptıkları ve yapmadıkları ile sadece kendi amel defterini kendi elleri ile doldurmaktadır..
Ne çok hayallerimiz, ne çok hesaplarımız, ne çok planlarımız var.. Herkesin bir planı var, sonunda galip gelecek olan Allah’ın planıdır.. Birilerinin büyük laflar eden “Stratejik plan”ı değil! Kuşkusuz bu bizim stratejik planımız olmaması anlamına gelmiyor. Olmalı, ama bizim planımız, kendi sorumluluğumuzu örgütleme adına akli ve ilmi melekelerimizle sınırlı olduğunu bilmemiz gerekiyor..
Bizim planlarımız haşa “Allah’a akıl vermek” ya da “Allah’ı mecbur bırakmak” için değil, onun İlahlık ve Rabliğine boyun eğmek ve onun rızası istikametinde, mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, gece ve gündüz, iman edenlerle saf tutmuş halde seferber olmakla ilgili olmalı.. Adaletten, barıştan, ögürlükten yana biatlaşmış bir ümmet olma bilincine ulaşmak, mazlum, muhtaç ve mağdurların, kimsesizlerin kimsesi, kendilerini çaresiz hissedenlerin çaresi olmak, Allah’ın yardım elini onlara ulaştırmak, tutucak, emin bir el olmaktır..
PKK terörü ile, halkların ayaklanması imiş, emperyalizmle mücadele imiş, hepsi bu anlamda değerli, yoksa hepsi yalan!
Sahi grev yapan sendikacılar rızgı kimden bekliyorlar! Halk kurtarıcı lider diye peşine takıldıkları insanlardan ne bekliyor? Hz. Ömer Halid b. Velid’i niye görevden azletmişti. Tanrının elinden ekmek çalıp kendilerine dağıtmasını mı? Hani şu Promete’nin yaptığı gibi! Mitolojiye göre tanrıdan ışığı çalmıştı ya! Sonra ne oldu biliyorsunuz. Pandarossa kutusunu açacak ve olan olacaktır..
“Şu şöyle olmasaydı, böyle olmazdı”, “şu olmasa bu olmazdı” gibi fantezilerin fıkhımızdaki karşılığı bu fikir sahipleri için müjdeleyici bir özellikte değildir. Allah’ın, ilmin kapısı, Allah’ın arslanı, ehlibeytin kaynağı Hz. Ali’ye kamil bir iktidar nasib etmemesini nasıl anlayabiliriz, aksi takdirde! Keşke hakkı ile iman edenlerden, iyi şeyler yapanlardan, sabredenlerden ve sabrı tavsiye edenlerden olabilsek! Bizi kurtacak olan budur. Rızık/servet ve iktidar konusunda Tanrıyı zorlamaya, mecbur bırakmaya çalışanlar, büyük bir yanılgı içindeler.. Bir şeyi çok isterseniz, Allah (cc) şeyi size verirse, sizi o şeyle imtihan eder. İhtiraslarınızın kurbanı olabilirsiniz sonra!
Bizden istenen, bizim dışımızdaki şartların değişmesi için önce kendimizi değiştirmektir.
Herkes ne çok şikayet ediyor ve ne çok şey istiyor, ama kendini değiştirmeye ve bedel ödemeye yanaşmıyor.. Bu yol, yol değil!
Terörün bitmesini istiyorsnız, önce kardeşleriniz, eşiniz, komşularınız, ortaklarınız, gelininiz ve kaynananızla, anne-babanızla iyi geçinmeye çalışın. Terörden kurtulmak istiyorsanız, önce kendi hayatınızdaki, nefsinizdeki zulümden arının.. Allah (cc) cahil ve zalimlerin duasını kabul etmeyecek, onlara hidayet nasib etmeyecektir çünki! Selâm ve dua ile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir