Af Pişiriliyor
Abdurrahman Dilipak – Yeni Akit
Af pişiriliyor
Bu köşenin okuyucuları hatırlayacaklar, Ergenekon davası başladığında, kontrol dışı unsurlarla sınırlı bir operasyondur bu, kontrol altına alındıklarında ise kapsamlı bir af konusu gündeme gelecek demiştim..
Ergenekonun 1 numarası olduğundan kuşku duyulan isimlerden biri serbest bırakıldı. O kişiyi biliyorsunuz, Başkent Hastahanesi başhekimi Mehmet Haberal..
DYP’li bir CHP’li.. CHP milletvekili seçildi ama Demirel’in, Cindoruk’un adamı..
Şimdilerde Tapınakçılardan olduğu dillendiriliyor, ama Demirel’in yakın dostu olmasına rağmen, Ecevit’in hastalığında hakkında ilginç yorumlar yapılan bu zat, şimdilerde CHP milletvekili..
Baykal ve Kılıçdaroğlu, Demirel ve MHP bu zatın avukatlığını yapıyor.. Sahi, CHP bir Tapınakçının avukatlığını ve sağcı, Demirel’in can yoldaşı birini meclise sokmak için verdiği uğraşı kendi tabanına nasıl açıklayacak?
Hadi bir komplo senaryosundan bahsedelim: “Çık dışarı, git görüş, anlaş, bu işi bitir dediler..”
Amerikalıları kışlada mahkûmlarla kim görüştürdü, mesajlaşmaları konusunda kuryelik yaptı ise, bunu dışarı çıkartanlar da onlar olsa gerek..
Başbuğ niçin içeride, Haberal niye dışarıda.. Söz dinleyenler, Erdoğan’a uzak olanlar çıkarılıp, yakın olanlar içeride mi tutuldu.
Taraf’ın doğrulanmayan haberine göre, Amerikalı komutan James Stavridis’in mektubunu, Amerikalı bir diplomatın, Ergenekon kararından birkaç hafta önce ziyaret ettiği Silivri Cezaevi’nde İlker Başbuğ’a ilettiği ortaya çıktı. “Tüm subaylar, Atatürk’ün laik cumhuriyetine sahip çıktıkları için içerideler. Mısır’da halk, laik demokrasi talebiyle Müslüman Kardeşler’i istemedi. Türk demokrasisi tehdit altında. Gezi Parkı olaylarına bakın, barışçıl gösterilere karşı insanlar tutuklanıyor. Benimle ilgili verilecek hüküm Türk demokrasisinin test edilmesi anlamına gelecek. Hüküm giyersem bu Türk demokrasisinin öldüğü anlamına gelir” dediği iddia ediliyor.
Havayı kokluyorum da, sanki birileri ABD ile yeniden pazarlık masasına oturmaya çalışıyor.. Cemaatin engellenmesi ve kendilerine masada yer açılması gündemde.. Yani eski dostlar, kendilerine yeniden şans verilmesini istiyorlar. Yahudi lobisi de bu projeye sıcak bakıyor..
Yani iktidar değişikliğinde radikal bir dönüşüm değil, paylaşım sözkonusu olacak.. Yeniden koalisyonlar dönemine dönülecek.. Dindarlar sınırlandırılacak..
Örgütle de hesaplar yeniden masaya seriliyor.. Ve bu süreçte en önemli adım ise “Genel Af” olacak.. Örgüt de, Ergenekon da bu işten yararlanacak. İlginç ama Örgüt ve Ergenekon bu süreçte aynı yekun içinde toplanıp çarpılıyor..
Batılıların ve İsrail’in en büyük kaygısı, 28 Şubat, Muhsin Yazıcıoğlu davası sürdürülecek olursa daha birçok kişi içeri girecek, işin uluslararası boyutu gün ışığına çıkacak..
Yukarıda Başbuğ’a atfedilen sözlere bakar mısınız, aslında bu adamların zihniyetinde bir değişiklik yok. Sisi’nin İhvan’a karşı darbesini meşru göstererek kendilerini Sisi ile özdeşleştirerek destek istiyor.. Aslında bu ifadeler suç ikrarı anlamına da gelebilir..
Cemaati, iktidara karşı Koç ile bir araya getirmeye çalışanlar da aslında yeni bir koalisyonun, ittifakın zeminini oluşturmaya çalışıyorlar sanki.. Cemaat eliyle AK Parti’yi, AK Parti ile Cemaati köşeye sıkıştırmak isteyenlerin kirli oyunları bu olsa gerek.. Birini ötekinin üzerine yıkmak istiyorlar sanki!
Bana sorarsanız bu konuda anlaşamayacaklar. Hem Amerikalıların kendi aralarında kafaları karışık, hem batılıların. ABD, AB ve İsrail arasında derin görüş ayrılıkları var.
Türkiye’deki iç dengeler ve oluşturulacak yeni düzenin ayakta kalması ve işlevselliği açısından da çok ciddi görüş ayrılıkları sözkonusu..
Önümüzdeki günlerde, Ankara’da ve İstanbul’da çok önemli görüşmeler olacak. Yurtdışına gidenler-gelenler olacak. Mavi yolculuk ya da Bodrum açıklarında yat görüşmeleri, Derin mahfillerin üyeleri tatillerini yarıda kesmek zorunda kalabilirler. Bazı ziyaretler gerçekleştirilecek. Göreceksiniz af konusu daha çok dillendirilecek.. Mediaya bu anlamda bir ayar verilecek. STK’lara da..
Yargı, Media, bazı kanaat önderleri, bazı politikacılar ve STK’ların bu süreçteki tavırlarına da dikkat etmek gerek.. AK Parti ve Cemaat meselesini daha çok konuşacağız..
Son açıklamalar işi şuyuu vukuundan beter hale getireceğe benziyor.. Ok yaydan çıktı bir kere. Dilerim bu işler bir kör dövüşüne dönüşmez.. Bir güzel yanı var, bu konular ne kadar geç konuşulsaydı, tahrib gücü o kadar yüksek olurdu. Ama öyle anlaşılıyor ki, yeni dengeler, yeni yol haritaları, yeni pazarlıklar sözkonusu. Herkesin bir planı var, ama sonuçta galib gelecek olacak Allah’ın hükmüdür.. Görelim Mevlam neyler..
Bu senaryoya göre, kapıda yeni bir kriz yok. Geziciler avuçlarını yalayacaklar..
Ama yine de evdeki hesap çarşıya uymayabilir.. Tek senaryo bu değil ki, Suriye, Mısır derken bakalım bölgede olaylar nasıl gelişecek!
Herkesin bin türlü hesabı var, kim ne yaparsa yapsın, sonunda Allah’ın dediği olacak. Kimi Tanrıyı kıyamete, kimi, iktidara zorlasa da, sonunda her şey olacağına varacak.
Selâm ve dua ile..