Aman Kazan’ı Dinlemeyin..Tüm Haklarınızı Kaybedersiniz!

0

Ali Karahasanoğlu – Yeni Akit

Aman Kazan’ı dinlemeyin..Tüm haklarınızı kaybedersiniz!

 

“Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder” diye bir sözümüz var.
Sadece hoca ve doktorla sınırlı değil bu sözün geçerliliği..
Uzmanı gibi göründüğü konuyu yarım yamalak bilen her meslekten insanda, bunun örneklerini görebiliriz.
Bugünkü örneğimiz, bir avukat.. İstanbul Barosu Başkanlığı da yapmış, yıllanmış bir avukat.
Adı Turgut.. Soyadı Kazan..
Hayatında kaç tane dava “kazan”dığını bilmiyorum da.. Babasından gelen soyadı Kazan..
Fiilen avukatlık yaptığım dönemde, AVTA  diye bir tatil köyü macerasına atıldığını.. Yıllar sonra AVTA’da pislik mezbelelikten geçilmediğini, forum listelerinde okumuştum.
Köyün perişan halinin fotoğraflarını görüp, “Üç kuruşluk bir tatil köyü işini bile organize edemeyenler, koskoca 76 milyonluk ülkeyi yönetenlere laf ediyorlar ya.. Helal olsun.. Helal olsun bu işbilmezlere fırsat verenlere, konuşturanlara!” demiştim kendi kendime.
Halen İstanbul Barosu’nun Yönetim Kurulu üyesi olan Fisun Dikmenli hanım da, AVTA’nın yöneticilerindendir..
Avukatlığı bırakıp, tatil işletmeciliğine soyunmuşlardı.. Beceremediler..
“Bizim en iyi yapacağımız iş, hükümet aleyhtarlığıdır” deyip.. Yönetimde dindar bir Başbakan’ın da bulunmasını fırsat bilip… Şimdi sabah akşam hükümete laf çakıyorlar..
Sahi sormak lazım, koskoca Baro’nun imkanlarının seferber edildiği AVTA’ya ne oldu?
Sakın Başbakan’a bulmayın suçu..
O projenin iflas ettiği yıllarda, Tayyip Bey daha Başbakan değildi!
Neyse..
Tatil köyü işini becerememeleri bir yana..
Meslekleri olan avukatlığı da beceremiyor, bunlar..
Bunları dinleyecek vatandaş çıkarsa, şimdiden hatırlatayım kendilerine..
Hayatınızı karakol-cezaevi-mahkemeden kurtaramazsınız..
“Ne olmuş, ne demiş ki Sayın Kazan?” diyeceksiniz.
Anlatayım.. Ailelerden habersiz, kızlı-erkekli kalınan evlerle ilgili olarak diyor ki AVTA’nın mimarı avukat Turgut, “Geceleyin kimsenin evine hiç kimse kapı çalıp giremez!”
Devam ediyor, “Bir hukukçu olarak çağrı çıkarıyorum. Geceleyin mahkeme de arama kararı veremez. Hele hele ‘Gürültü çıktı’ diye polis gelirse; kimse kapıyı açmasın, kimse içeriye almasın.”
Nedir burda yanlış olan?
Konut dokunulmazlığının, mutlak olduğunu zannetme.
Geçtiğimiz gün, Anayasa maddesini yazmıştım..
Tekrar vereyim.. Anayasa 21. madde: “Kimsenin konutuna dokunulamaz.”
İlk cümleyi okur okumaz, avukatımız yorulmuş olmalı ki, gerisini okumayıp, bir de halka tavsiyede bulunuyor, “Kimseye kapıyı açmayın” diye..
Oysa Anayasa, aynı maddenin devamında bakın ne diyor: “Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz.”
Demek ki, “genel ahlak” gibi bir sebeple..
Veya gürültü yapılarak başkalarının özgürlüğünün ihlal edilmesi gibi durumlarda..  Konuta girilebilir.. Arama yapılabilir.
Anayasa diyor bunu..
Maddelerin hep ilk cümlesini okuyup, gerisine bakmayan Turgut Bey, cevabı hemen yetiştirecek: “Ben, ‘Geceleyin giremez’ diyorum.. Ceza Muhakemesi 118. madde, ‘Konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz’ şeklindedir. Dolayısı ile, anayasa genel anlamda konut dokunulmazlığını sınırlasa bile, kanun geceleyin arama yapılamayacağını açıkça düzenlemiş.. Arama, ancak gündüz yapılabilir!”
Bize de, yine AVTA’cı Turgut’un okumaya üşendiği, 118. maddenin devamındaki cümleyi aktarmak düşecek..
“Gece vakti arama yapılamayacağını” öngören maddenin hemen devamında, bakın ne deniliyor: “Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hâller ile yakalanmış veya gözaltına alınmış olup da firar eden kişi veya tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalarda, birinci fıkra hükmü uygulanmaz.”
Yani “gece arama yapılamayacağı” maddesinin, bazı durumlarda geçerli olmadığını söylüyor.
Kızlı-erkekli öğrenciler gürültü yapıyor. Polis geliyor, gürültüye devam ediyorlarsa..
Yani Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesini, 183. maddesini,  ihlal ediyorlarsa..
Hakimden karar alıp. Hatta yetkili merciin yazılı emri ile eve girebilir..
Engel olmak isteyenler de , memura mukavemetten, soruşturulur..
Kısacası, sakın ha sakın.. Kazan’ın dediklerini kimse dinleyip de, başını derde sokmasın.
Turgut’un soyadı Kazan’dır da.. Sadece soyadıdır o.. Güvenip de, kapıyı polise açmayanlar.. Cezaevini boylarlar..
Turgut da kazandıramaz, onlara davayı!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir