Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman DİLİPAK-Yeni Akit 10/8/2012


İmam Hatipliler geliyor

1950 sonrası “Dindar Gençlik”in sembol okullarıdır İmam Hatipler..

Uzun bir aradan, yoğun bir mücadeleden sonra “Dindar Gençlik” yeniden sahnede.

Bu sonuç iktidarın kararı değil. Halkın kararı. Bugünkü iktidarı oraya taşıyan irade de bu iradeydi..

İmam-Hatipler bir meslek okulu değil. Din de, imamlık da bir meslek değil bizim literatürümüzde.. Her mü’min, her zaman imam olabilir.. İmam olmak “önder” olmak anlamındadır aslında. “Topluma önderlik etmek”. Verasetül enbiya örnekliğinde “örnek insan” olmak..

İmam Hatip davasının sembol örgütleri vardır.. Mesela İlim Yayma Cemiyeti. ÖNDER, şimdi buna bir de WONDER eklendi.. Habeşistan’a gider gibi Viyana’ya giden gençlerin kurduğu bir örgüt.. Ensar. Konya’da, başka illerde de benzer örgütlenmeler oldu.

Konya’da eskiden “ÖZLEM”, “OKU” gibi dergilerimiz vardı, İmam Hatip davasına gönül veren. Sebilürreşat, Büyük Doğu, Serdengeçti, İstiklal ve daha birçok dergi bu dönemde İmam-Hatip davasının yılmaz savunucuları idi..

İmam Hatipli olmak sadece “Müslümanca yaşama iradesi” değil, bunu anlatma, açıklama, yayma rolünü de yüklüyordu bize..

Ben okulu bitirip imam olmak isteyen tek bir arkadaşımı hatırlamıyorum.. Hocalarımızdan bize bu yönde tek bir telkin bile gelmedi.. Hep büyük hayallerimiz vardı..

Direndik ve kazandık.. Direnirken, kimsenin camını indirmedik, kimsenin ayağına taş atmadık, başkalarına hakaretler yağdırmadık..

5 milyon insan el ele tutuştuğu gün tek bir olayın bile çıkmamasını nasıl açıklarsınız.. İktidarda “bizimkiler” yoktu o gün..

Biliyorum, bize soğuk savaşta sağ partilere ucuz oy deposu olalım diye, TSE damgalı bir dinin misyonerliğini yapalım diye izin verdiler.. Sünnilerin çocukları, antikomünist safta yer alacaktı, Alevilerin çocukları sosyalist safta. Biri imam, öteki öğretmen olarak birbirimize girecektik. Birileri de bizim kanlarımız, gözyaşlarımız ve acılarımız üzerine kendilerine iktidar ve servet üretecekti..

Ah Nurlu Süleyman ah! Ah Morison Süleyman, ah Çoban Sülü..

Şimdi elimde bir afiş var. “İmam Hatip okulları açıldı” diye başlıyor ve devam ediyor: Çocuklarımız İmam-Hatip okulunu bitirdiğinde, hem yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i öğrenecek, hem de Anadolu veya öğretmen lisesine gidebilecek. Hem Hz. Peygamber (sas) Efendimiz’in hayatını öğrenebilecek, hem de fen lisesi veya İmam Hatip lisesine gidebilecek..

Ha! Hatırlatmadan geçmeyeyim. Önder’in afişinde bir not daha var: “Müracaat eden hiçbir öğrenci açıkta kalmayacaktır. 17 Ağustos’a kadar devam eden kayıtta geç kalmayın” Adres: Önder İmam-Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği. www.onder.org.tr veya imamhatipokullari.org tel 0212.519 09 53 e-posta onder@onder.org.tr

Ben İmam Hatipliyim.. İmam Hatipli olmak, sadece basit bir aidiyet değil, aslında bir misyonu kuşanmakla ilgili bir durum. Yani olay sıradan bir “İmam Hatipçilik” değil.. Biz öteki liselere rakip değiliz.. Onların bu dünyaya ilişkin bilgilerine biz ruhani bir derinlik katıyoruz sadece.. Ahiret inancı, nebevi bir örneklik ekliyoruz. Gerçeği hakikatin bilgisi ile daha da zenginleştiriyoruz..

Biz İmam Hatiplileriz. Ve geliyoruz; daha iyi bir dünya için, adaletten, barıştan, özgürlükten yana bir gelecek için önderlik yapmak üzere.. Herkesin inandığı gibi yaşadığı, düşüncesini özgürce açıkladığı, insanların kula kulluk etmediği, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı bir düzen oluşturmak için.. Birileri istemese de..

Okuyun gençler. Merhametiniz öfkenizden, sevginiz nefretinizden büyük olsun. Aklınızla vicdanınız çatışmasın.. Yeryüzünde kibirle yürümeyin, anne-babanıza “üf” bile demeyin. Haksızlık etmeyin, haksızlıklar karşısında susmayın, Kur’an’dan ayrılmayın, iyi ve güzel şeyler yapın. Sabredin, şükredin.. Şeytana ve onun dostlarına karşı direnin.. Sizi seviyorum.

Keşke bütün okullar İmam Hatip gibi olsa da, İmam Hatip diye ayrı bir okul hiç olmasa.. Tek bir öğrencinin dahi bu imkana sahip olmaması, onu dışarıda bırakmak, bana çok ağır bir vebal gibi geliyor.. Düşünsenize, kendine ilahi mesajın ulaştıralamadığı bir genç!

Biz Hakk’ın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli ve haykıran sesi olacağız..

Biz verasetül enbiya olacağız..

Selam ve dua ile..

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir